Meslek öğrenmenin ceza olarak görülmesini eleştiren Ereğli Madeni Eşyalar Odası Başkanı Arif Demirbaş, Meslek öğrenen çocuklar iş disiplinini öğreniyorlar, helal kazancın tadına varıyorlar. Çocuklarınıza mutlaka bir zanaat öğretin dedi.
Oda Başkanı Demirbaş, Osmanlı´yı dünya imparatorluğuna çeviren padişahların her birinin aynı zamanda zanaatkar da olduklarını belirtti.
Bazı ebeveynlerin çocuklarını okullarında başarıya teşvik etmek için, Eğer okumazsan sanayiye veririm, eğer ödevini yapmazsan yazın berber çırağı olursun sözlerini sık sık kullandıklarını anımsatan Demirbaş, Padişahlar bile veliahtlık yıllarında sanat-zanaat eğitimi alıyorlardı ki bir çoğu bu meslekleri ile zaman zaman geçimlerini sağlamışlardır dedi.
Başkan Demirbaş, meslek öğrenmenin ceza değil, ödül olarak görülmesi gerektiğini anlatarak 1. Mehmet´in yay ve kiriş, Fatih Sultan Mehmet´in bahçıvan, Sultan Abdülhamid´in de iyi bir marangoz ustası olduğunu vurguladı. Demirbaş, Veliahtlar, sadece devleti idare etmek amacıyla eğitilmezlerdi. Kötü günlere hazırlıklı olmaları için her biri aynı zamanda birer de zanaat-meslek öğrenirlerdi diye konuştu.
TATİLLERDE ZANAAT ÖĞRENSİNLER
Türkiye´de çok değil 25-30 yıl öncesine kadar ebeveynlerin çocuklarını yaz tatillerinde zanaat öğrenmeleri için ustaların yanlarına çırak olarak verdiklerini ve bu yolla yaşama hazırladıklarını ifade eden Demirbaş, Bu gelenek ya unutuldu ya küçümsendi. Oysa berber çırağı, saat tamircisi, terzilerin yanlarına verilen, oto tamircilerinin yanlarında çırak olarak çalışan bu çocuklar okullarında da çok başarılı oluyorlardı. İş disiplinini öğreniyorlar, helal kazancın tadına varıyorlardı. Çocuklarınıza mutlaka bir zanaat öğretin dedi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında zanaatkarların ülkenin büyümesine ve kalkınmasına önemli katkılarının olduğunu anımsatan Demirbaş, Almanya´yı 2. Dünya savaşından sonra meslek liseleri derleyip toparladı. Dünyanın sayılı kalkınmış ülkeleri arasına soktu. Ülkemizin, ilk yıllarında da aynı yöntemle kurulan bazı okullar ekonomiye ve istihdama büyük katkı sağladılar. Ancak üzülerek görüyoruz ki, son yıllarda bu durum tersine döndü. Ara eleman, tekniker- zanaatkar bulunmaz oldu. Üniversite diplomalarının sayısı artarken, kalifiye eleman sayısı da tersi oranda düştü. İşsizlik aldı başını gitti. Bunun önüne geçmek için anahtar hamle çocuklarımızı meslek edinmeye yönlendirmektir. Yaz tatillerinde, ara tatillerde bir esnafın yanında çırak olarak çalışması, işi öğrenmesi, meslek öğrenmenin yanı sıra para kazanmanın zorluğunu, birlik ve paylaşım duygularını da çocuğa öğretir. Tabii ki okumak her zaman her şeyden önemlidir fakat diplomalı işsiz olmak genç işsizliği artırırken, gençlerimizin de psikolojilerinin bozulmasına neden oluyor. Hâlbuki esnafımız ona baba gibi işi öğretirken, onun bileğine de altın bilezik takmış oluyor ifadelerini kullandı.
Bu Haber Hakkında Ne Söylemek İstersiniz?
UYARI: T.C. kanunlarına uymayan, konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren, inançlara saldıran, şiddete teşvik eden ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.