DEVELER GÜREŞİRSE

Develer Güreşirse, Ben küçüktüm. Doğduğum kasabada bir miting yapıldı. Ben de orada tesadüfen bulundum. Kurbanlar kesildi. Koca bir otobüsten upuzun bir adam indi. Kesilen kurbanın kanına parmağını batırdı ve oracıkta duran benim alnımın ortasına kırmızı bir nokta yaptı. Herkes bana dedi yüzünü yıkama!!! Ayrancı dan köye gittim. Eve vardım. Babam sordu; Alnındaki ne? Bende yaşadıklarımı anlattım. Sonra babam bana uzun uzun siyaseti anlattı. Çünkü babam, eski başbakanlarımızdan rahmetli Adnan Menderes asıldığı mekanda asker imiş. Meğer Benim alnıma kan lekesini bırakan bir partinin genel başkanı imiş. Şimdi rahmetli. Hakk ın huzurunda. Kim mi? Erdal İnönü. İşte ben siyaseti öğrenmeye böyle başladım. Siyaset arenasına kimler gelmedi ki; İnönüler, Özal, Demirel, Türkeş, Çiller, Yılmaz, Erbakan, Cindoruk, say say bitmez. İnceleyin hepsinin gerçek mesleği farklıdır. Hatta Özalın zamanında Mersinden dağdaki çobanı getirip bu millete vekil ol demişler. İyi güzel vekil olmuşta, memlekete ne olmuş? Televizyonlardan yıllarca izledik. Önce siyah-beyaz, sonra renkli, şimdi ise 3D. Yani Önceleri uyutmaya çalıştılar. Rüya gibi siyah- beyaz. Millet okumaya- öğrenmeye başladı. Bu seferde cicili bicili göstermek için renga renk yaptılar. Şimdi? Şimdi ise inan kalmadı. O zaman payı küçültmek, paydayı çoğaltmak lazım. Ve 3D ye geçildi. Bir seçim atmosferi daha geldi. Bunun anlamı Develer güreşecek, ortalık toz duman olacak. Olan yine çimenlere olacak. 30 Marttan sonra ise arpalığa giren belli olacak. Rabbim arpalıkta arpa yemeyeni kazandırmak nasip etsin. Daha doğmamış yetimlerin hakkını koruyan, kollayanı kazandırmak nasip etsin. Birlik ve bütünlüğümüzü diri tutanı kazandırsın. Yaşadığımız mekanı yaşanır kılacak olanı kazandırsın. Dedelerimizden değil, evlatlarımızdan emanet aldığımız bu memleketi, ehline tam teslim edecek olanı kazandırsın. Sonuçta çimenleri koruyanı kazandırsın…. Saygılarımla