Türkiye Yazarlar Birliği'nin, Konya Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirdiği II. Ahlâk Şûrası sona erdi.Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Büyük Ahlâkçı Mevlâna Celaleddin Rumî’nin aziz hatırasına ithafen 22-24 Kasım tarihlerinde Konya’da gerçekleştirildi. Şûrada ahlâk-siyaset ilişkisi, Batı siyasetinin ahlâkî temelleri, uluslar arası siyasetin ahlâkî sorgulanması, İslâm dünyasında siyaset ve ahlâk, ekonomi politikalarında ahlâk konuları derinlemesine konuşuldu ve tartışıldı. Türkiye’de ve dünyada siyasetin yeniden şekillendiği bir dönemde ülke ve dünya politikalarının ahlâkîliği, farklı bakış açılarına sahip ilim ve fikir adamları tarafından tartışıldı. Açılış ve değerlendirme oturumları dışında, dört oturumda sekiz tebliğ ve bunlara dair sekiz müzakere ile konular olabildiğince açık yüreklilikle ve derinlemesine irdelendi.
Şûranın kapanış oturumu Devlet Eski Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın, Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in katılımıyla gerçekleşirken, şûra Sonuç Bildirgesi’nin okunmasıyla sona erdi.
Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Doğan, 2. Ahlak Şûrası’nın Türkiye’nin ve dünyanın gündemi olan “Siyaset ve Ahlâk” üzerine yapıldığını hatırlatarak, seçkin ilim adamlarının katıldığı toplantılarda gördüğü manzarayla gurur duyduğunu söyledi.
Türkiye’nin maddi gelişmesinin insani gelişmeyle paralel yürümediği için büyük ahlaki problemler ve sıkıntılar ortaya çıktığını kaydeden Doğan, “Biz burada insani gelişmenin, ahlaki ilkeler üzerinde yürütülmesi gereken bir kalkınmanın gerekli olduğunun altını çizdik” dedi. Doğan, toplantının yapılmasında Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in özel ilgisi ve desteği olduğunu belirterek, teşekkür etti.
Doç. Dr. Salih YILMAZ ise Konya’da basına yaptığı söyleşide Siyaset ve Ahlak’ın çoğu zaman toplum nazarında bir araya gelemeyecek olgular şeklinde algılandığını fakat yetişen yeni nesillerin öncelikle ahlaklı yetiştirilmesine bağlı olarak siyasetteki yozlaşmanın da azaltılabileceğini dile getirdi. Son yıllarda Ahlak terimi yerine sıklıkla Etik kelimesinin kullanıldığını söyleyerek aslında Ahlak teriminin halk nezdinde kabul edilebilirliğinin fazla olduğunu beyan etti.
Ahlâk neredeyse insanlıkla eşdeğer ve insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Akıl insana ahlâklı olmayı telkin ediyor. Kalb insanın ahlâklı olmasınıistiyor. Dinden konuştuğumuzda ahlâktan konuşuyoruz. Feylesoflar ahlâkı “insanın kendini bilmesi” olarak tarif ediyorlar. Adalet, merhamet, iyilik, sorumluluk, vazife, dayanışma... bütün toplumlarda, bütün dillerde olan kavramlar. Ahlâkın kaideleri bu ve benzeri evrensel ilkelerden çıkarılıyor.
Ahlâk mutlu olma, siyaset ise mutlu kılma çabasıdır. Ahlâk, siyaseti etkilemeli ve yönlendirmelidir. Ahlâkın insan hayatında yeniden merkez olacağı bir dünya ve siyaset düzeni inşa edilmelidir. Hz. Peygamber’den sonra İslâm toplumlarında siyaset ve ahlâkın her zaman arzu edilen ölçüde bir araya getirilemediği görülmektedir. Siyaset alanının gerçeklerini dikkate aldığımız kadar, ideal olanı da gözetmemiz gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Siyasetin ahlâkını sadece siyasetçi tayin etmemeli; ahlâkın hayatın tüm alanlarıyla ilişkisi ilim ve fikir zemininde tartışmaya açılmalıdır.
Müslüman toplumların içinde bulunduğu karmaşadan kurtulmak için ahlâk-siyaset ilişkisi yeniden ele alınmalıdır. Müslüman toplumların siyasî meselelerine çözüm önerileri öncelikle İslamî kaynaklar temelinde aranmalıdır. Ancak bu yolla bize ait olanın bize dair olanla çözümü sağlanabilir. Mezhep taassubundan kaçınılmalı, İslâm dünyasının ortak çıkarlarını merkeze alan bir üst anlayış geliştirilmelidir. Bazı Müslüman ülkelerin kendi milli çıkarlarını ahlâkî ilkeleri önüne koyduğu aşikâr bir gerçekliktir. Batıyı eleştirirken bu olgunun gözden kaçırılması bir paradokstur. Siyasî, ekonomik ve kültürel açıdan emperyal güçlere bağımlı Müslüman toplumların ahlâkî bir siyaset takip edemeyeceklerinin farkına varılması gerekir. Müslüman toplumların içerisinde ahlâkî kaygıları canlı tutacak bir taban hareketinin oluşumuna, demokratikleşmeye ve sivilleşmeye önem verilmelidir.
Türkiye’de siyasetin özüne ve yapılış biçimine her zaman teyakkuz halindeki bir ruhla yaklaşılmalıdır. Başkalarını eleştirdiğimiz nispette çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Bu çerçevede ahlâkı ve ahlâkî olanı savunmanın kimi zaman otoriteye karşı muhalefet etmeyi gerektireceği akıldan çıkarılmamalıdır.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir AKYÜREK, Konya AK Parti Milletvekili Mustafa KABAKCI’nın da konuşmacı olduğu şura siyaset ve kültür dünyasından da oldukça fazla ilgi gördü. Konya AK Parti İl Başkanı Ahmet SORGUN bu tür faaliyetlerin Konya’da artırılması yönünde çalışan herkese teşekkürlerini iletti.
Bu Haber Hakkında Ne Söylemek İstersiniz?
UYARI: T.C. kanunlarına uymayan, konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren, inançlara saldıran, şiddete teşvik eden ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.