8 Mart 1857de New Yorkta dokuma işçisi kadınların daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadele sırasında katledilmelerinin anısına, dünyanın dört bir yanında biz kadınlar o günden beri evde, sokakta, iş yerlerimizde emeğimiz, haklarımız ve yaşamlarımız için yan yana dayanışmaya ve mücadeleye devam ediyoruz.
1857den bu yana New Yorkda hakları için direnen kadınların mücadelesinin meşalesini taşıyan, direnişi büyütenleriz. Bugüne kadarki kazanımlarımız, tarihimizden aldığımız güç ile ördüğümüz mücadelenin sonucudur. Ataerkil sistemin her döneminde en görmezden gelinen, en çabuk vazgeçilen, taviz verilen ve en çok saldırılan kadınların haklarıdır. Ataerkil sistemin yarattığı toplumsal cinsiyet eşitliklerini devralıp onları derinleştiren kapitalizmle kadın bedeni, emeği ve cinselliği üzerindeki denetimin mekanizmaları da farklılaşmıştır. Bundandır ki bu sömürü ve tahakküme, eşitsizliklere karşı tarihimiz direnmenin ve mücadelenin tarihidir.
KESKte örgütlenen kadınlar olarak en az 166 yıl öncesinden bugüne emek, hak ve eşitlik mücadelesi uğruna hayatını kaybeden işçi kadınların mücadelelerini selamlıyoruz. Onların sesine sesimizi katarak ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, gericiliğe, baskılara ve savaşlara karşı sesimizi yükseltiyoruz.
İktidarın başarısız ekonomi politikaları ile kapitalizmin krizi derinleşiyor, yoksulluğun emekçiler ve özellikle de kadınlar üzerindeki baskısıyla birlikte kadın yoksulluğu ve işsizliği de artıyor, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri yaygınlaşıyor. Şimdi de iktidarın hedefinde laik anayasadan kaynaklı medeni haklarımız var.
Haklarımızdan, hayatlarımızdan, laiklikten vazgeçmeyiz.
Emeğimizin sömürülmesine, değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz.
Devasa bir bütçe ile Siyasal İslamcı yaşamı tasarlama görevini üstlenen Diyanet kendilerine emanet edilen kadınlara fıtratları gereği itaat etmelerini, uysal kadınlar olup ülkenin yeni nesillerini doğurup yetiştirmelerini, itirazsız aile içindeki şefkatle hasta ve yaşlılara bakmalarını, kutsal annelik ve eşlik görevlerini yerine getirmelerini söylüyor. Kız çocuklarının kariyerini de böylece çizip ÇEDES benzeri projelerle İslami yaşam hayallerinde her gün cüretkâr hamleler yapıyor.
Eşit yurttaşlık ve medeni haklarımıza, laik eğitim düzenine saldırının, yaşamın her alanının İslamcılaştırılmasının, tarikatların güç gösterilerinin artmasının laik hukuk rejimine saldırı olduğunu bilerek, mücadele barikatlarını toplumsal muhalefetin tüm güçleriyle birlikte kuracağız. Bu karanlığa karşı kadınların mücadelesi, direnci ve dayanışması var.
Buradayız, yan yanayız , biz varız.
Biz kadınlar birbirimizin çaresiyiz biliyoruz.
Mücadelemiz şiddetten arınmış, eşit, özgür ve laik bir yaşam için,
Yaşamın her alanında; sömürüye, ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe, savaşa, yoksulluğa, erkek şiddetine karşı direnmeye ve örgütlü mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz!!!
-İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasanın etkin bir şekilde uygulanması için ALANLARDAYIZ!
-Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi için ALANLARDAYIZ!
-Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için ALANLARDAYIZ!
-Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için ALANLARDAYIZ!
Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyoruz.
YAŞASIN EĞİTİM SEN
EĞİTİM SEN EREĞLİ TEMSİLCİLİĞİ
Bu Haber Hakkında Ne Söylemek İstersiniz?
UYARI: T.C. kanunlarına uymayan, konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren, inançlara saldıran, şiddete teşvik eden ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.