Bilim insanlarının araştırmalarına göre bir zamanlar buralar tüm mesoje veya tetis denizi idi. Şimdiki Ege denizinin yeri ise Ejeit kıtası idi.
Dördüncü zamanın sonunda, beşinci zamanın başlarındaki tektonik olaylarda EJEİT kıtası Ege denizi olurken buralar ise karalar olarak oluştu.
İşte bu sırada Akhüyük köyündeki şifalı su çıkmaya başladı. Yerin derinliklerinden yer yüzüne çıkan su ile birlikte kalsiyum oksit ile kalsiyumdiyoksit karışımı olan kalsiyum karbonat hava ile temas edince karbondioksit uçuyor. Kalsiyumdioksit çökerti halinde taşlaşarak traverterleri oluşturuyor.
Milyonlarca yıldan beri devam eden bu oluşum sonucunda, 50 m. yükseklikte yer yer 250 m. genişlikte, 2.5 Km. uzunluğunda bir dağ oluşmuştur. (Bu dağda korunması gereken önemli kültür kalıntıları var. Jeolojik dönemlerden beri yer yüzüne çıkan şifalı suyun, Refik Saydam Hıfsısıhha kurumunda ve Numune Hastanesi Hidroterapi ve Fizikoterapi kliniğinde yapılan bilimsel tahlillerde şifalı suda şu minarellerin var olduğu tesbit edilmiştir: Kükürtdioksit, Azot, Karbondioksit, Metan Gazi, Oksijen.
Yapılan bu tahlillerde şifalı suyun,romatizma ve eklem hastalıkları ile çocuk felci hastalıklarına, beslenme bozuklukluklarından kaynaklanan hastalıklara, çeşitli cilt hastalıklarına, çeşitli kaşıntılara, çeşitli kadın hastalıklarına, psikiyatrik hastalıklara, hazım bozukluklarına, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına, nevrit, nevrelji gibi hastalıklara iyi geldiği belirtilmektedir.
Bizzat davetimiz üzerine Akhüyük köyüne gelen ünlü gazeteci arkadaşımız SADETTİN TEKSOY, dünyayı gezdiğini, böylesine güzel bir oluşum görmediğini, Allah’ın verdiği bu niğmeti halk yararına değerlendirecek birilerinin neden olmadığını sorduğunda o gün için yanıtsız kaldım. Gelişen zaman içinde Sayın Hüseyin Obrukçu gibi birisinin belediye başkanlığına geleceğini bilmiyordum. Sayın OBRUKÇU, şifalı suyun halk yararına değerlendirilmesi ve Konya’da yeni bir PAMUKKALE’nin oluşması için özveri ile çalışıyor. Halkımız adına kendisine teşekkür ediyoruz. SADETTİN TEKSOY'UN görüntülerini de yayınlıyoruz. Biz de 56 yıldan beri temin ettiğimiz bilgileri ve belgeleri bir kitapçık olarak halkımıza sunmak istiyoruz...
Hasan Can
Eski Müze Müdürü
NOT: Bu yazımız izinsiz iktibas edilemez
Ercan hoşgör
4 Aralık 2013 ÇarşambaSayın hasan can hocanın araştırmaları ve çabalarına hayranım, araştırmacı gazeteci olarak başarılarının devamını diler, kendi adıma iç anadolu'ya hizmetlerinden dolayı teşekkür ederim.
Kenan yılmaz
2 Aralık 2013 PazartesiSüper bir gelişme ereğlide daha neler görecez bilmem daha hasan abi başarılar