Ereğli Konyanın Mahallesi Değil Türkiyenin Parlayan Yıldızı Olacak
Soru; Efendim, AKP Belediye Başkan Adayı sayın Özkan Özgüven bey ve özellikle de Konya Milletvekili sayın Cem Zorlu bey tarafından bir çok suçlamanın muhatabı oldunuz. Bu konuda ne diyeceksiniz? Hüseyin Oprukçu; Özellikle şunun altını çizmek istiyorum. Ben her gün Hakka ve Halka hesap verecekmişçesine bir şuurla hareket ettim. Onun içn ne derlerse desinler, hangi iftirayı atarlarsa atsınlar, cevabını veremeyeceğim hiçbir şey yoktur. Ancak, insan üzülmeden edemiyor. Ereğli Belediyesi’ni yönetmeye talip olanların yalan, dolan ve iftiralardan medet umarak seviyeyi bu kadar düşürmeleri, ortamı bu kadar germeleri gerçekten üzüntü verici. İman ve ahlak sahibi bir insan, bil bile iftira atar mı, iftiradan medet umar mı? Seçimi kaybedeceklerini anlayınca yalan yanlış her yola tevessül edilir mi, kamu oyunun vicdanlarına bırakıyorum. Siz çıkın Ereğli’ye yapacağınız projelerinizi anlatın. Ama yok, varsa yoksa dilinizde Hüseyin Oprukçu. Seçim çalışmalarına başladıkları günden beri Hüseyin Oprukçu’yla yatıp, Hüseyin Oprukçu ile kalktılar. Hadi eleştirin, onu anlarız, ama hakaret etmek neyin nesi, iftira atmak, fitne fesat üretmek neyin nesi oluyor. Yakışır mı bu tarz üslup, kabul edilebilir mi, hoş görülebilir mi bu tarz hareketler. Halkımız bu tarz üsluptan rahatsız olmuyor mu, halkımız bunu görmüyor mu? Elbette görüyor ve gereğini sandıkta yapacak kadar da feraset sahibi . Soru; Efendim, seçim süreci boyunca size birçok suçlama yönelttiler. Sakıncası yoksa bu suçlamaları tek tek size sorarak cevaplamanızı rica ediyoruz. H. Oprukçu; Tabiki, buyurun sorun. Hepsini hiçbir şüpheye mahal kalmayacak şekilde bütün açıklığıyla cevaplandırayım. Soru; Düden Madencilik Ltd. Şti’nin kardeşinizin ortağı olduğu ve belediyeden kum almak suretiyle zengin etmeye çalıştığınız suçlaması doğru mu? H. Oprukçu; Düden Madencilik Ltd. Şti. nin ortaklarından biri kardeşim olduğu doğrudur. Ancak iddia edildiği gibi bu şirket ben Belediye Başkanı olduktan sonra kurulmamıştır. Bu şirket tam 15 yıldır faaliyet göstermekte ve müşterilerine kum satmaktadır. Mesela bu firma AKP Belediye Başkanı Ahmet Özdoğan döneminde dört yıl boyunca Belediye’ye kum satmıştır. Şimdi ne diyeceğiz buna? AKP, kardeşimi zengin etmek için mi çalıştı, yoksa ihale yoluyla mı kum aldı? Böyle yakışıksız, mesnetsiz bir suçlama olabilir mi? Soru; Sizin Belediye Başkanlığınız döneminde kardeşinizin ortak olduğu firma, belediyeden hiç kum ihalesi aldı mı? H. Oprukçu; Hayır, asla. Bu firma sadece bir kez kum alım ihalesine katılmıştır ve bu ihaleyi de rakip firma kazanmıştır. Yani benim dönemim de bu firma hiç ihale almamıştır. Hatta, ahlaki ve hukuki hiçbir engel olmamasına rağmen dört yıldır da hiçbir ihaleye katılmamıştır. Daha ötesini söyleyeyim ben size, kardeşim yaptığı açıklamada ‘Bırakın ihale almayı ağabeyimin makamını suiistimal etmeyi, kendisini 5 yıldır ziyaret etmekten dahi imtina ettim’ demiştir. Tanıyan herkes bilir ki benim kardeşimin kursağından haksız ve hukuksuz haram bir lokma geçmez. Soru; Aydos Ltd. Şti’ni sizin kurdurttuğunuz, hatta sahib olduğunuz iddia ediliyor. H.Oprukçu; Kesinlikle bu da yalan. Benim hiçbir şerketle bu anlamda bir işim olmaz, olamaz. Üzüntü verici olanı bu tür sokak dedikodularından medet umar hale gelip bunları laf diye konuşmaları. Cem Zorlu bey ve Özkan Özgüven beyle ilgili de bin bir dedikodu var. Onları da bir çok şirkete ortak ediyorlar. El insaf, şimdi bende çıkıp bu tür dedikodularla suçlama mı yapayım? Adam, kuldan utanmasa bile Allah’tan korkar. Soru; 5 yıl içerisinde 20 trilyon liraya yakın bir meblaya kum aldığınız iddia ediliyor hatta sadece 2013 yılında 550 bin ton kum ihalesi yaptığınız söyleniyor. H. Oprukçu; Kesinlikle bu da yalan ve iftiradır. Bir kere 2013 yılında 550 bin ton değil 300 bin ton kum ihalesi yapılmıştır. 5 yılda da alınan kum için ödenen miktar ise 20 trilyon değil eski paraya göre 7 trilyon lira civarındadır. Üstelik, belediye açısından bakılması gereken ne kadar kum alındığı değil, bu kumun kaç liradan alındığıdır. Keşke imkan ve fırsat olsa da bütün vatandaşlarımızın ayağını topraktan, çamurdan kurtarsak. Biz belediye olarak bu gün ihale ettiğimiz kumun ton fiyatını, beş yıl öncesinin alım fiyatlarının ve bu günkü birim fiyatlarının çok altında temin etmişiz. Yani hiç kimsenin haksız kazanç sağlamasına fırsat vermediğimiz gibi, belediye olarak da ciddi anlamda tasarruf etmişiz. Soru; Kum ihalesi alan firma kumu kardeşinizin firmasından tedarik ediyormuş. Bu suçlamaya ne diyeceksiniz? H. Oprukçu; Bu suçlama da apaçık bir çarpıtma. Şimdi bildiğim kadarıyla Ereğli’de üç tane Agrega üreten firma varmış. Bunlardan bir tanesi de sayın Cem Zorlu’nun akrabalarına ait. İhaleyi alan firma, her üç firmadan da malzeme temin ediyormuş. Şimdi buna ne diyeceğiz? Cem Zorlu’nun akrabasından tedarik etti diye onuda mı zengin etmiş oluyorum. Bunu niye ifade etmezler. Ticaret yapan bir şirket, malzemeyi nereden işine geliyorsa oradan alır. Buna ben Belediye Başkanı olarak nasıl karışabilirim. Ayrıca bu beni niye ilgilendirsin? Soru; Müteahhit Naci Atak bey’e ait olan Barbaros Mahallesi’ndeki inşaatla ilgili olarak haksız kazanç sağlattırdığınız iddia ediliyor. H. Oprukçu; Bir kere söz konusu olan binaya ruhsat izni 07.06.2005 tarihinde verilmiş. Yani AKP döneminde.Bu vatandaşımız 2008 yılında yani yine AKP döneminde inşaatını bitirmiş ve o tarihte vatandaşlarımız o binada oturmaya başlamış. Madem bir haksızlık, hukuksuzluk var o dönemde neden o bina yıktırılmamış. Bunun muhatabı ben miyim? Ben bu vatandaşımıza yönelik hiç bir özel uygulama yapmadım. Soru; Kişiye özel imar uygulaması yaptığınız söyleniyor. H. Oprukçu; Evet, her belediyede olduğu gibi bende belediye olarak kişiye özel imar uygulaması yaptım. Ancak burada kişiye özel derken, haksızlık, hukuksuzluk anlaşılmasın.Ahlaki ve hukuki ölçüler içerisinde bu anlamda problemi olan vatandaşlarımızın problemin çözmeye bağlı olarak uygulamalarımız oldu. Mesela bunlardan birisi geçtiğimiz dönem AKP Konya Milletvekili olan Abdullah Çetinkaya’dır. Gidip sorsunlar Abdullah Çetinkaya beye. Soru; Dışarıdan atama ile aldığınız memurlardan ve kadroya aldığınız sözleşmeli personelden birer maaşlarını bağış olarak aldığınız doğrumu diye AKP’li rakipleriniz soruyor. Aldınız mı? H. Oprukçu; Böyle bir şey olabilir mi? Daha öncede bu konuyla ilgili bir şikayet üzerine incelemeye gelen müfettiş gerekli açıklamayı yaptı ve böyle bir konuda soruşturma açılmasına dahi gerek yoktur hükmüne vardı. Kimden bağış almışız, bunun bir adı olmaz mı? Çıkıp benden bağış aldılar demez mi? Bunlar gülünç ve bir o kadar da bayağı suçlamalar. Soru; Belediyede çalışmadığı halde muhtarlara ve kişilere maaş veriliyor diye bir suçlama var. Mesela Mehmet Arıcan diye bir isim de veriyorlar. Bu konuda ne söylemek istersiniz? H. Oprukçu; Belediyede çalışanlar arasında muhtarların bulunduğu konusu doğru. Adam belediye kadrosu olduğu halde muhtar adayı olmuş ve seçilmiş. Muhtar seçildikten sonra da belediyedeki işini aksatmadan çalışmalarına devam etmiş. Ne yapacağız bu arkadaşlarımıza. Bu haksız ve hukuksuz bir şey değil ki. Ayrıca, belediye çalışanlarımız için uyguladığımız puantaj sistemi var. Yani her gün çalışma kartını doldurmak zorunda. İşe gelmeyen kişiye zaten o günün parası ödenmez. Verdikleri Mehmet Arıcan ismine gelince. Bu arkadaşımız zaten gerekli açıklamayı yapmış. Bu güne kadar bu arkadaşımız ne belediye de çalışmış, ne de bu arkadaşa belediyemizce bir kuruş para ödenmiştir. Yani bu suçlama da yalan ve asılsızdır. Soru; Belediye çalışanlarını seçim çalışmalarında kullanıyormusunuz diye soruyorlar. H. Oprukçu; Bu soruyu sorarken insan biraz haya eder. Sosyal Yardımlaşma Kurumu’nun resmi arabasıyla kadın kollarını ev ev dolaştırarak seçim çalışması yapanların, devlet memurlarına baskı yapanların, devlet imkanlarıyla verilen tabletlerin dağıtımında bile bunu belediye seçimlerine tahvil edenlerin sanırım bu konuda soru sorma hakkı bile olmamalı. Soru; Ulu Cami’nin karşısında sizinde posterinizin asılı olduğu dükkanın, sizin yanınızda çalışan bir kişiye ait olduğunu iddia ediyorlar. Bu konuda ne söylemek istersiniz? H. Oprukçu; İnanın, bunları cevaplandırırken bile bu soruyu soranlar adına Zul duyuyorum. Çünkü bir vatandaşımız, başka bir vatandaşımızdan bir daire satın almış. Bu beni niye ilgilendirsin. Bunun belediyemizle ne alakası var? Her gün onlarca kişi daire alıp, satmıyor mu, burada belediyeyi ilgilendiren nasıl bir şey olabilir? Soru; Efendim bir başka soru ise şöyle. ‘Madem Ereğli sevdalısısın, son aldığınız 70 civarındaki memurun kaç tanesi Ereğlili’ şeklinde. H. Oprukçu; Bu suçlamayı yapmalarından hemen sonra hepsini tek tek inceledim. İçlerinde birkaç tanesinin Ereğli doğumlu olmadığını gördüm Bunlardan bir tanesi Bektik Beyí rahmetli Abdullah Güçlü’nün çocuğu. Bu gencimiz İskenderun doğumlu. Şimdi bu gencimize sen Ereğli doğumlu değilsin mi diyeceğiz? Böyle bir mantık olabilir mi. Bu 70 kişiden sadece bir tanesi Konyalı, diğeri Kayserili. İnanın bu arkadaşlarımızda belki de bu soruyu soranların partisinin mensubudur. Soru; Son günlerde sayın Cem Zorlu bey sizin iddianame dosyalarınızı okuyup, bir takım suçlamalar yöneltiyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz? H. Oprukçu; Bir kere bu siyasi ahlaksızlığın en uç noktası olsa gerek. Her zaman her zaman söylediğim gibi bu iddianame benim şerefim. Düşünün ki birileri bana diz çöktürmek için operasyon yaptırdılar ve bu operasyonun arkasında da kimlerin olduğu herkesçe malum. AKP Hükümetine bağlı Bakanlık müfettişleri, yine ilgili kurumların bilirkişileri, tabiri caizse her dosyayı, her satırı, her imzamı didik didik araştırdılar ve incelediler. Sonuç ortada, şimdi soruyorum bu operasyonu yapanlar tırnak ucu kadar haksız, hukuksuz, usulsüz bir şey bulsalar beni böyle gezdirirler miydi? Yani burada bu arkadaşlarımız suç isnat etmeye yeltenirken, o kadar müfettişin, bilirkişinin ve yargının görüşlerini hiç mi dikkate almıyorlar? Sırf beni karalamak, çamur atmak için bu iddianameyi dile getirenler, bu operasyonu yapan savcının bir hafta sonra başsavcı olarak mükafatlandırılıp bir ilimize gönderdiklerini görmüyorlar mı? Benim arkamda, ne savcıyı görevden alacak bir Başbakanım ne de Hakim talimat verecek bir Bakanım var. Ben Ereğli’nin kel çocuğu, yalın ayağı olarak bütün bunlara muhatap olurken, arkamda sadece Ereğli halkının olduğunu bilmek bana yetti. Ayrıca, ben adalet karşısında, hukuk karşısında bunun hesabını verdim. Bana bu konuda suçlama yöneltenlerde biraz utanma duygusu olsa, vicdanlarında dürüstlükten biraz kırıntı olsa bana o iddianameyi okumadan önce, kendileri hakkındaki suçlamaların hesabını, yargıya müdahale etmeden vermeleri gerekirdi. Soru; Sayın Özgüven,Termal Su Projenizin fiyasko olduğunu ve orada 1 trilyon lirayı şov için çarçur ettiğinizi hatta o suyun zehirli olduğunu iddia ediyor. Bu Termal Su Projesi’nin aslı nedir? H. Oprukçu; Tabiki, Ereğli’mizi Konya’nın bir mahallesi yapmayı münasip gören bir kafa, Ereğli’mizi Türkiye’nin parlayan yıldızı yapma yolundaki bu büyük projeyi anlaması beklenemez. Bu vizyon isteyen bir konu, bir kere Türkiye’de her yönüyle gelişen değerleri iyi takip etmek lazım. Bu gün baktığımızda Türkiye genelinde Kongre ve Sağlık Turizmi hızla gelişiyor. Mesela, Afyon’u Afyon yapan oradaki termal suya bağlı olarak oluşan Sağlık Turizmidir. Diğer yandan tarımda seracılıkta bir o kadar önemli. Bizim hedefimiz Ereğli’mizi Termal Turizmin merkezi haline getirmek ve bu sıcak suyu seracılıkta da kullanmak suretiyle bölgemizde seracılığı geliştirmektir. Bu projeler aynı zamanda daha fazla tanıtım, daha fazla istihdam demek, ekonominin canlanması, bölgenin canlanması ve kalkınması demektir. Ayrıca, orada bu güne kadar 1 trilyon TL harcadığımız da yalan. O su zehirli sözüne gelince bundan daha komik bir şey olamaz. Hiç o su zehirli olur mu? Sırf bu projeyi karalama adına insan bu kadar da gülünç bir duruma düşer mi. Bu kadarı na da peş doğrusu. Soru; Sayın Cem Zorlu bey, kimi dava arkadaşlarınızın sizi terk ettiğini iddia ediyor. Böyle bir şey varmı? H. Oprukçu; Dava ve yol arkadaşlarımızın beni terk ettiği falan yok. Bu yaptığımız çalışmalarda, gezilerimizde, konvoylarımızda, programlarımızda görmüyorlar mı? Ama benim bir ilkem var. Bana yakınlığı ne olursa olsun, asla ve asla haksız ve hukuksuz taleplere, haksız menfaat beklentilerine tahammülüm olamaz. Eğer benimle yollarını ayıran 3-5 kişi varsa bunun sebebini bu anlamda yorumlamak lazım. Soru; Eğer tekrar Belediye Başkanı seçilirseniz 2015 yılında Ereğli’den kaçacağınızı iddia ediyorlar. Bu konuda neler söylemek istersiniz? H. Oprukçu; Daha öncede ifade ettim. Ne yaparlarsa yapsınlar Hüseyin Oprukçu’nun önünü kesemiyorlar. Vatandaşlarımızın bize duyduğu teveccühün önünü kesemiyorlar. Karaladılar olmadı, çamur attılar tutmadı, iftirayı denediler yine olmadı. Şimdide siz Oprukçu’yu seçmeyin, zaten o 2015 yılında Milletvekili seçilmek için başkanlığı araç olarak kullanmak istiyor demeye getiriyorlar. Bütün Ereğlili hemşehrilerim şunu iyi bilsin ki benim hiçbir yere gitmek gibi bir niyetim yok. Benim şu anda tek bir amacım var, o da Ereğli’mizi her yönüyle nasıl kalkındırabiliriz, nasıl bir fazla istihdam alanı açabiliriz. Gece gündüz yegane düşüncem bu, inşallah bunu da hep birlikte hayata geçireceğiz. Soru; Efendim, Özkan Özgüven bey, kullanılan kumun kanserojen özelliği taşıdığı gibi bir iddiayı da dile getirildi. Bu iddia doğrumudur? H. Oprukçu; Güler geçerim bu iddiaya. O zaman, bu iddiayı dile getirenlere tavsiyem eğer böyle düşünüyorlarsa kendi sağlıkları için Ereğli’yi hemen terk etsinler. Çünkü Ereğli’deki bütün evler, bütün yollar bu kum kullanılarak yapıldı. Bu kum şeker üretiminde de kullanılıyor. Gıdadan kozmetik sektörüne kadar bir çok alanda kullanılıyor. Bu yanlış ve yakışıksız iddialar kendilerini küçültmekten başka bir anlam taşımıyor. Soru; Özkan Özgüven ve Cem Zorlu beyler sürekli olarak 2009 seçimlerindeki vaat ettiğiniz projelerin hiç birinin yerine getirilmediğinden bahsediyorlar. Hatta daha ileri gidilerek bu konu namus polemiğine kadar getiriliyor. 2009 vaatlerinizi yerine getirmediniz mi? H. Oprukçu; Bir kere vaatlerimizin yer aldığı o broşürü baştan sona çarpıtarak anlatıyorlar. Sadece işlerine gelen kısmı, işlerine geldiği gibi aktarıyorlar. Ben orada, Dağ ile Ovayı, Sol ile Sağı birleştireceğime, bir ayrım yapmayacağıma namus sözü veriyorum. Bu 5 yıl içerisinde benim ayrım yaptığımı iddia edebilirler mi? Bakın personelime bakın hizmet götürdüğüm yerlere bakın çok şükür biz dağ ile ovayı, sol ile sağı bütünleştiren bir anlayışın sahibi olduk. Mesela o broşürden hareketle, şeker fabrikasını niye almadın diye soruyorlar halbuki ben broşürde, Eğer şeker fabrikası satılmaya kalkışılırsa önce özleştirilmemesi için gayret sarf edeceğim, illa da özleştirilirse de o zaman Ereğli’de hemşehrilerimizin ortak olarak satın alabileceği bir organize edeceğimizi söylüyorum. Peki, Şeker Fabrikası satıldı mı? HAYIR! O zaman bunu bana niye soruyorsun, orada ne yazıldığını niye anlatmıyorsun? Efendim neymiş 5 bin konutu niye yapmadın diyorlar? Bende diyorum ki bunu operasyonu yapanlara sorun. Biz ilk 500 konutluk projenin ihalesini yaptık. İhale zarfları savcılıkta açıldı. Operasyonla birlikte bütün dosya ve projelere el konuldu diyoruz. Neymiş efendim, 5 bin kişiye iş sözü vermişim. Evet verdim ve o sözlerimin de arkasındayım. Bu dönemde en fazla önceliği istihdam alanını arttırmaya yönelik çalışmalar olacak. Şimdi size çok net bir şey ifade eydim. Allah şahit o operasyon olmasaydı, bu 5 senede yaptıklarımın en az iki katını yapardım. O Operasyonun ne demek olduğunu bizlere neler yaşattıklarını, bize verdiği ızdırabı ancak çeken bilir. Tam iki yıl operasyonla yatıp, operasyonla kalktık. Elimiz kolumuz bağlandı, bir taraftan hukuki engellemeler, bir taraftan sürekli psikolojik baskı bu tarif edilemez bir ızdırap. Diğer yandan bu broşürü dillerine dolayanlar o broşürde olmadığı halde yaptığımız onca devasa çalışmaları niye söylemezler. Evet, sen bu broşürdeki vaatlerin bazılarını yerine getirmemişsin, ancak vaat etmediğin halde bir çok projeyi gerçekleştirmişsin diye niye söylemezsiniz. Soru; Sayın Cem Zorlu sizin için çok hırslı ve tahammülsüz olduğunuzu söylüyor ne dersiniz? H. Oprukçu; Onlar bu konuda da beni anlayamazlar, beni çözemezler, beni anlayabilmeleri için bu millete, bu memlekete gerçekten sevdalı olmaları gerekiyor. Evet, hırslıyım, sevdalısı olduğumuz Ereğli’mize bir fazla hizmet etmek için hırslıyım. Çok uzun yıllardır üvey evlat muamelesi gören Ereğli’mizi bölgenin parlayan yıldızı yapabilme adına hırslıyım. Ereğli’de hemşerilerimizin daha huzurlu ve mutlu olabilmesi için gösterdiğim çaba ve gayretim nedeniyle hırslıyım. Benim başarısızlığa tahammülüm yok. Beceriksizliğe tahammülüm yok. Bir işin savsaklanmasına tahammülüm yok. Soru; Efendim, uzun bir seçim maratonunu bitirmek üzeresiniz. Bu süreçle ilgili nasıl bir değerlendirme yapmak istersiniz? H. Oprukçu; KULLANDIKLARI USLÜP HİÇ YAKIŞMADI. AKP Adayı Özkan Özgüven beyin ve özellikle Konya Milletvekili sayın Cem Zorlu beyin kullandıkları üslup ve söylemlerin halkımızı ziyadesiyle rahatsız ettiğini düşünüyorum. Özkan Özgüven bey, daha adaylığının ilk günlerinde, bir encümen kararını eline alarak bunu nereye takarsan tak diyerek başlayan üslup problemi, Cem Zorlu beyle maalesef daha da artarak çığrından çıktı. Cahillik suçlamasından namussuzluğa kadar hiçte hoş olmayan söylemlerde bulundular. Hiç yakışık almayacak şekilde telefon tapelerini okumaya kadar götürdüler işi. Her türlü yalan, dolandan ve iftiradan medet umdular. Biz bütün bunlara sabır göstermeye çalıştık ve üslubumuzu bozmamaya gayret ettik. KEŞKE CEM ZORLU ADAY OLSAYDI AKP’nin adayı kim, sayın Özkan Özgüven. Ama programlara bakıyorsunuz, çalışmalarına bakıyorsunuz hep ön planda Cem bey var. Özkan bey maalesef gölgede kalıyor. Tabiki Milletvekilinin kendi partisinin adayına destek vermesine kimse bir şey diyemez. Onun açıklamalarına ve konuşma yapmasına da kimse bir şey diyemez. Ancak, tutarda belediye başkan adayının söylemesi gereken şeyleri siz söylerseniz, adayın vermesi gereken sözleri siz verirseniz o zaman halkımızda haklı olarak keşke Cem Zorlu aday olsaydı der. Elbette ki o zaman halkımız belediye başkanlığın Sefa bey mi yapacak, Cem bey mi yapacak yoksa Özkan bey mi yapacak diye serzenişte bulunur. İNSAN, YAPTIĞIMIZ ONCA GÜZEL İŞTEN BİRİNİ BİLE TAKDİR ETMEZ Mİ? Üç aydan fazla bir süreç yaşadık, onca güzel işler yapmışız. Onlarca yıldır çözülemeyen sorunları çözmüş, yapılamayanı yapmışız. İnsan hiç olmazsa bu memleket için yapılan iyi bir şeyi takdir etmez mi? Ama maalesef etmediler. Yaptığımız her hayırlı işe bir kulp takmaya çalıştılar. Mesela Ulu Cami Meydanını yaptık, 25 yıldır süren bir probleme çözdük, takdir edeceklerine, ismi niye Devlet Bahçeli kondu dediler. Üstelik bu ismi kendi Meclis Üyelerinin de kararı ile konulduğunu göz ardı ettiler. Kangren halini almış, huzursuzluğun kaynağı olmuş bataklığı kuruttuk, gazinoları taşıdık. Kent merkezine huzur getirdik bunu bile takdir edemediler. Neymiş efendim, gazinolar taşınmış ama, orada çalışan kadınlar hala Ereğli’de oturuyormuş gibi ipe sapa gelmez suçlamalar yaptılar. Akbank’ın önündeki 60-70 yıllık yol problemini çözdük. Bunu da aynı şekilde karaladılar. Velhasıl her çalışmamızı, her projemizi takdir etmedikleri gibi birde kulp takmaya, eleştirmeye ve karalamaya yeltendiler. Keşke bu güzel işleri takdir ediyoruz ama biz daha güzel projeler yapacağız diyebilselerdi. EREĞLİ KONYA’NIN BİR MAHALLESİ DEĞİL..! Yine arkadaşlarımızın dağarcıklarında bir şey olmayınca, seçim çalışmalarını Konya Büyükşehir Belediyesi üzerine inşa ettiler. O kadar ileri gittiler ki, >Büyükşehir yasasını dillerine dolayarak, bütün hizmetlerin Büyükşehir’den gelecekmişcesine, bütün kararların oradan verilecekmişcesine, 40 ilden büyük Ereğli’mizi Konya’nın bir mahallesi gibi bir algı oluşturmak istediler. Ereğli’yi Konya’nın bir mahallesi konumuna sokmaya çalışan bir anlayış soruyorum size Ereğli için bir şeyler yapabilirler mi? Ereğli’mizi kalkındırabilirler mi? Bizim, Türkiye’nin parlayan yıldızı olan Ereğli sevdamızı anlayabilirler mi? GÜÇLÜ OLDUĞUNUZ GÜNLERİ DE GÖRDÜK..! Arkadaşlar, bütün çalışmalarını merkezi hükümetten ve Büyükşehirden medet uman bir anlayış üzerine oturttular. Neymiş efendim hükümette AKP varmış, Ereğli’de AKP iktidarı olursa daha iyi hizmet gelirmiş. Sürekli Bakan getiriyorlar ve vaatlerin bini bir para. Hoş geldiler, safa getirdiler, başımızın üstünde yerleri var. Ama sormazlar mı adama, 12 yıldır iktidardasınız, ne getirdiniz diye. Aynı tarihte başlayan diğer şerhlerdeki hastaneler bitmişken, yeni vaatler vereceğinize hele şu hastane inşaatını bitirin demekler mi? Mevcut hastanedeki doktor eksikliklerini niye görmüyormusunuz diye sormazlar mı? Peki sormazlar mı adama; 2004-2009 yılları arasında Ereğli’yi AKP yönetmedi mi diye? Hükümetten o dönem hangi desteği aldınız. Ereğlili hemşehrilerimiz o zaman Hükümetinizin gücünü niye görmedi. O zaman Ereğli’ye gareziniz mi vardı da hükümet gücünüzü Ereğli lehine niye kullanmadınız demezler mi? Hizmet için önce kendi dağarcığınızda bir şeyler olacak, vizyonunuz olacak, hedefiniz olacak, her şeyden önemlisi de Ereğli’nin sevdalısı olacaksınız. Çocuklarınızı, ailenizi ihmal etme pahasına, kendinizden bile vazgeçme pahasına, bitmeyen tükenmeyen bir azim ve kararlılıkla, çaba ve gayretle mücadele edeceksiniz. Aksi halde Ereğli için yapabileceğiniz hiçbir şey olamaz. Soru; Efendim röportajımızın sonuna geldik. Son olarak neler söylemek istersiniz? H. Oprukçu; Özellikle birkaç gün sonra yapılacak olan yerel seçimin öncelikle Ereğli’mize, hemşehrilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Öyle görülüyor ki hemşehrilerimizin engin feraseti ve sağ duyusu ile biz bu seçimi inşallah açık ara kazanacağız. Halkımızın tercihi hangi partiden yana olursa olsun, bütün hemşehrilmerimiz müsteri olsunlar ki biz herkesin Başkanı olduğumuzun bilinciyle, ayrım gözetmeden, dağlı-ovalı demeden, Sağ-Sol arlımı yapmadan bütün hemşehrilerimizi ve aday arkadaşlarımızı da kucaklayacağız. Biz Şeyh Edibali’nin, Osman Gazi’ye verdiği nasihati kendimize vermiş gibi telakki ediyoruz. Aday arkadaşlarımızın Ereğli’miz için faydalı bir projesi olursa, onu da değerlendireceğiz. Özellikle şunu vurgulamadan geçemeyeceğim. Halkımız bu seçimi genel seçim havasına sokmak isteyen AKP zihniyetine bakmasın. Bu seçim 5 yıl boyunca sizlerin şehremini olacak, dertlerinizle dertlenecek, sevincinizle mutlu olacak ve size amir değil, hizmetkarınız olacak ismi belirleyeceğiniz bir seçimdir. Bütün bunları göz önünde bulundurarak bir söz veriyorum. Hemşehrilerimizle, el ele, omuz omuza, gönül gönüle vererek Ereğli’mizi hak ettiği noktaya taşıyabilmenin Türkiye’nin Yıldızı yapmanın gayret ve çabası içerisinde olacağız.