​ÖZSARI AT ÇİFTLİĞİ YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR

Össarı At Çiftliğinde Türk kültürünün sembollerinden atlara yoğun ilgi var


​ÖZSARI AT ÇİFTLİĞİ YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR

Össarı At Çiftliğinde Türk kültürünün sembollerinden atlara yoğun ilgi var
Türk kültürünün sembollerinden biri olan atlara, vatandaşların yoğun ilgisi devam ediyor
Türk kültür ve uygarlığının önemli bir aşama kazanmasını sağlayan atlar, Türklerin tarihinde önemli bir konuma sahip olarak biliniyor. Asırlar geçse de Türklerin atlara olan ilgi ve merakı azalmıyor. Konya'nın Ereğli ilçesinde bulun çiftlikler, vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Ereğli'nin Osmanlı döneminde de askerlerin atlarının beslendiği Hara olduğu biliniyor.
Özsarı At Çiftliği sahibi Mustafa Özsarı, atların bakımı, eğitimi ve atlara yönelik ilgiye ilişkin gazetemiz muhabirine açıklamalarda bulundu.
Güzel bir yoğunluğumuz var
Özsarı, at çiftliğini ilk başlarda kendilerine hobi olarak kurduklarını belirterek, Yoğun talep ve arkadaş çevresinin baskısından sonra dışarıya da açmaya karar verdik. Şu an gayet güzel gidiyor, güzel bir yoğunluğumuz var. Gelenler gayet memnun dedi.
At bakımları ile ilgili bilgi veren Özsarı, Çiftliğe ilk geldiğimizde genel temizlik oluyor. Ahırın temizliği, atların temizliği yapılıyor. Ondan sonra atların yemi ve otu veriliyor. Tımarları yapılıyor. Egzersiz yapmamış atlar varsa dışarı çıkarılarak rutin egzersizleri yapılıyor. At bakımı günlük böyle devam ediyor diye konuştu.
Havanın sıcaklığına ve yoğunluğuna göre atlarımızı tekrar çıkartıyoruz
Hafta sonu çok yoğun olduğu zaman atları iki turda bir dinlendirmeye çalıştıklarını söyleyen Mustafa Özsarı, Atlarımız dinleniyor, havanın sıcaklığına ve yoğunluğuna göre atlarımızı tekrar çıkartıyoruz. Bunlar da can olduğu için ben sürekli çıkması taraftarı değilim o yüzden yorulmasını istemiyoruz ifadelerini kullandı.
Nal değişimi, atın dışarı çıkması, yürüdüğü yer ve araziye göre değişiyor
Atların nal değişimi hakkında bilgi veren Özsarı, şunları söyledi:
Ortalama bir, bir buçuk ayda değişiyor. Bir buçuk aydan uzun süren de oluyor, bir aydan kısa süren de oluyor. Atın dışarı çıkması, yürüdüğü yer ve araziye göre değişiyor. Yapılışına göre de değişiyor. Bazı arkadaşlarımız güzel yapamıyorlar düzgün olmuyor. At rahat durmadığı için hızlı yapmak zorunda kalıyorlar. Nallar düşebiliyor.
Attan korkan insanların gelip görmeleri lazım
At çiftliğinde vatandaşlara antrenörler eşliğinde eğitim verdiklerini ifade eden Mustafa Özsarı, şunları kaydetti:
Bireysel eğitimler verebiliyoruz. Genelde eğitimleri hafta içleri akşam serin saatlerde veriyoruz. Hem atlar için rahat oluyor hem de gelenler için. Attan korkan insanların gelip görmeleri lazım. Gelip atı sevmeleri lazım, üzerine binmeleri lazım. Acemi olan kimseyi tek başına tura çıkarmıyoruz. Ben tedbirleri almak zorundayım. At binme yeteneği olanlar kendi bilgileri doğrultusunda binebiliyorlar. Biz belirli kuralları söylüyoruz. Vatandaşlarımızı manejimizin içerisinde ata bindiriyoruz, kısa eğitim veriyoruz. Küçük çocuklar için de Midilli atlarımız mevcut. Bizim kontrolümüzde küçüklerimiz de ata binme zevkini tadabiliyor
Binmediğim zamanlar huzursuz hissediyorum
At çiftliğine gelen vatandaşlardan Hakan Işık, ilk başlarda ata binmekten korktuğunu belirterek, Sonradan öyle bir alıştım ki artık binmediğim zamanlar huzursuz hissediyorum. At korkumu ata binerek yendim. Şimdi çok seviyorum, baştaki korkumun yüzde 3'ü bile kalmadı. Haftada bir, at binmeye geliyorum. Aslında hiçbir şeye benzemiyor. Ne araba ne motor, çok farklı bir duygu. Hem hayvanı seviyorsunuz hem onun koşarken verdiği hissi sevmeye başlıyorsunuz. Çok güzel bir duygu. Diğer yandan ailemle birlikte geldiğim için restoran kısmında karnımızı doyurabiliyoruz. Ben at binerken ailem sessiz ve temiz bir mekanda yemek üstü çay veya meşrubat içerek günümüzü değerlendirmiş oluyoruz ifadelerini kullandı.
Türklerin sembollerinden olan atın, milattan önce 3 bin, 2 bin 500'lerden beridir Türklerin hayatında olduğu biliniyor.
Bahri Can