İnsan görüntüyü, sesi, tadı, kokuyu ve dokunmayı bir elektrik sinyali olarak algılar ve beyni tarafından yorumlanarak onun ne olduğunu anlar. Bu bağlamda hayatta her şey elektrik sinyallerinden ibarettir. Ve her şey bir enerjidir. Bu enerji pozitif veya negatif olabilir. Mesela güzel bir müzik pozitif enerjidir ve güzel bir etki bırakır. Ama gürültü negatif bir enerjidir ve insanın dengesini bozabilir. Bu tüm enerji durumları için geçerlidir. İster görüntü, ister tat, ister koku. İşte bunun farkında olmak önemlidir. İnsan psikolojisi ve biyokimyası iç içedir. Birindeki bozukluk diğerini etkilemektedir. Ve bugün stres dediğimiz neredeyse insanların tamamını etkisi altına alan bir durum ortaya çıkmıştır. Negatif tesirin insanı nasıl etkilediğine dair bir bilgi verelim.
Kötü görüntü(görsel negatif tesir), gürültü(işitsel negatif tesir) kanda ve dimağda(beyni-bilinç) potasyum dengesini bozar. Ani öfkelerde, dışarıdan yapılan tesirler, ani hiddetlerde içeriden düşünceden, ruhi bunalımlarda, akıl hastalarında, streslerde devamlı olarak; çinko, bakır, kalay, demir ve potasyum organizmada azalır. Kalpte ST dalgası düşer. Vücudun biyokimyasında madde alışverişinde elektrolitlerde anyon katyon dengesi bozulur. Suda eriyen maddeler iyonlara ayrılır.
İyonize olmuştur. Bu eriyen maddelere elektrolit denir. Mesela karbon içeren veya organik birleşimler şeker gibi iyonize olmazlar. Bu maddeler gittikleri yerlerde elektroliz olurlar. Vücuda verilen ilaçların bir kısmı elektroliz olurlar iyonlara ayrılırlar veya ayrılmazlar. Tesirleri ona göredir. Asit alkalen, asit hidrojen birleşimleridir. Alkalen asitlerin protonunu koparan maddelerdir. Suya hidrojen iyonu verirler. Gündüz ışıkta uyumak alkalen olan kanı asit yapar. Ph insanlarda alkalendir. ACHT (Artenokortikotropik)dengesi vardır vücutta. Sabah erken saatlerde azamidir. Güneş doğduktan sonra azalır. Güneş batıncaya kadar ışıkta yatmak doğru değildir. Alkalin olan kanı asit yapar. Yorgunluk olur. Kanda ACHT azalır. Ruhi bunalım maddeye, madde ruhi bunalıma çevrilir.
ACHT (Artenokortikotropik) Nedir?
ACHT hipofizin ön lobunda üretilen polipeptit yapıda bir hormondur. Böbreküstü bezinin kabuk bölgesini uyarır ve steroid yapılı hormonların salgılanmasını sağlar. Hipotalamus-hipofiz ve adrenal aksın önemli bir ögesidir. Genelde biyolojik gerilime karşı üretilir. Hipotalamustan CRH kortikoprin salgılattırıcı hormon ile birlikte üretilir.. En önemli etkisi kabuk bölgesinde kortikosteroid hormonların ve kortizolün salgılanmasına uyarıcı etkisidir. ACTH eksikliği durumunda;Kandaki kortizol düzeyi düşer ve kişi her türlü strese karşı savunmasız kalır.. Kortizol eksikliğinde halsizlik ve yorgunluk ortaya çıkar, kan şekeri ve kan basıncı düşer.
Bu yüzyılda özellikle gelişen teknoloji ve bilimsel çalışmalarla bu olgular daha da netlik kazanmış ve kontrollü hale getirilmiştir. Bunu kontrollü hale getiren ve insanların negatif bir telkin sürecine maruz bırakarak stres altında kalmalarına neden olanlar ise Deccal Derin Devleti(İngiliz Derin devleti) ve buna bağlı çalışan Chatham House ve Tavistock Enstitüdür. Özellikle bu iki kuruluş insanın psikolojik ve biyokimyasal dengesini bozacak çalışmaları yapmaktadırlar. Böylece insanların dengesini bozarak daha kolay kontrol altına almayı hedeflemektedirler. Yaşanılan ruhi bunalımlar stresler vb. Ve yine ilaç sektörü vesilesi ile sahaya sürülen antidepresanlar vs. İşte Deccal derin devleti her türlü imkânı kullanarak insanları hacklenmektedir(bozulmaktadır). İnsanlığı maruz bıraktıkları bu durum insanları hem fiziksel hem de psikolojik olarak bozmaktadır. Diğer bir tabirle hem donanım hem de yazılım bozulmaktadır. Burada ana amaç ise insanlığı Allahtan ve maneviyattan uzaklaştırmaktır. Bahsettiğimiz bozma ve manipülasyonlarla insanlarda ki sevgi, vicdan ve merhamet gibi yüce hasletler yok edilmeye çalışılmaktadır.
Çözüm ise insan denen bu varlığın bir nevi kullanma kılavuzu olan Kurana dönmektir. Bizi yaratan Allah, bizim fiziksel ve psikolojik olarak bozulmadan nasıl bir hayat süreceğimizi de Kuran da açıklamıştır.
Kuranı kendi dilimizde okumak, anlamak ve hayatımıza geçirmek, dışarıdan gelecek zararlı yazlıma karşı (psikolojik hacklemeye karşı)bir nevi anti virüs görevi görecektir. Biz Kuranı anlayıp hayatımıza geçirdiğimizde hem kendimizi koruma altına almış olacağız hem de çevremize güzel örnek olacağız. Bizim pozitif enerjimiz çevremize de pozitif etki edecek. Böylece Allahın Kuran da emrettiği bilime, sanata ve kaliteye de verilen önem artacak. Böylece Deccal derin devletinin negatif ataklarına karşı biz de her anlamda pozitif karşılık vereceğiz. İşte bu şekilde hurafe ve bağnazlıktan arınmış, Kuranın rehber alındığı, sevginin, bilimin, sanatın ve kalitenin ön plana çıktığı gerçek İslam dünyaya hâkim olacaktır. Ve unutulmamalıdır ki hiçbir dava lidersiz olmaz. İslamın dünya hâkimiyeti davasının(Türk-İslam Birliği) manevi lideri de Mehdidir. Mehdi ve arkadaşları bu davaya liderlik edecektir. Ve bu işin öncüsü Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacaktır. Çünkü Mehdi Türktür ve Türkiye de çıkacaktır. Ve Mustafa kemal Atatürkün 30 Ağustos zaferiyle başlattığı kadim Türk çağı Mehdi ile zirve yapacaktır. Tüm dünya gerçek anlamda sevginin, kalitenin, bilimin ve sanatın zirvesini yaşayacaktır.
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Gökmen UÇAK
Psikolojik Danışman-Yazar