(... ki geldi de. 1960 doğumlu olanlar biir) Bu ülkenin kentleri her şiddetli yağışta sellere yenik düşüyor? Neden? Her yaşanan sel felaketi, bu ülkenin ulusal zenginliğinden bir şeyler koparıp alıyor. Sel felaketine uğrayan vatandaşımızın evi, eşyaları mahvoluyor. Ama daha da önemlisi, ruhsal sarsıntı yaşıyor! Düşünün, bir gece aniden bastıran şiddetli yağışla birlikte, eviniz çamurlu sularla doluyor. Alın terinizle sahip olduğunuz eşyalarınız kullanılmaz hale gelmiş. Yerine yenilerini koymanız da mümkün değil! Belki, yarın öbür gün gelin olacak kızınızın çeyizi sellere kapılıp gidiyor. Aile fotoğraflarınız çamurlu sularla bakılamaz hale geliyor. Ölümün kıyısından dönüyorsunuz! Küçük çocuğunuz derin uykusundan sarsılarak uyanıyor! Önce can sonra mal derdine düşüyorsunuz! Ve, farkında olmadan daha büyük bir yaşamsal risk içindesiniz; ruhsal dengeniz bozuluyor! Peki, bütün bu rezaletin nedeni nedir? Takdir-i İlahi mi? Kendi akılsızlığını neden Yaradan'a fatura ediyorsun? Küresel çevre sorunları mı? Öncelikle, evet. Sonra? Kentler planlı ve önce altyapı ilkesine uygun mu gelişiyor? Ne yazık ki, bu sorunun yanıtı HAYIR! Kentler, bireysel çıkarlara sunulan rant alanları olarak iğfal ediliyor. Güzelim alanlarda meyve bahçeleri sökülüp işyerleri, yerleşim alanları yapılıyor. ÖNCE ALTYAPI ilkesi de yok sayılmış! Şükür ki Ereğli'de ev ve işyerlerinin pis su atıkları için yapılan kanalizasyon sistemi, yağışlı havalarda kısmen de olsa su birikintilerini önlüyor. Ülkemizin bir çok yerinde, dere yataklarında fabrikalar, konutlar, hatta okullar kurulmuş. Şükür ki Ereğli'de dere yatağına kurulan fabrikalar, konutlar, okullar yok ama, şiddetli bir yağış olduğu zaman suyun altında kalabilecek o kadar çok mahallemiz var ki. Çünkü Ereğli çukurda, Ereğli tarım arazileri üzerinde. Bir kez yitirdiğiniz tarım toprağını bir daha kazanmanız mümkün değil! Tarım alanlarını korumak Devlet'in asli görevi olduğu halde, ekonomik ve siyasal çıkar hesaplarıyla tarım topraklarını yok edenler; Altyapı önceliğini bilmeyen cahil ve kötü niyetli yerel yöneticiler; Açgözlü, ihtirası aklı ve vicdanını aşan insanlar; Ormanları yakıp kesen vahşiler; Gelecek nesillerin de hakkı olan denizleri, akarsuları, gölleri, toprağı ve havayı kirletenler; Bütün bu sel ve deprem felaketlerinin sorumlusu, suçlusu ve günahkarı sizlersiniz! Ne yazık ki, sizin suç ve günahınızın bedelini günahsız insanlar canıyla, malıyla ödüyor.