Eline sahip ol: hırsızlık yapma.
Diline sahip ol: kötü söz söyleme.
Beline sahip ol: zina yapma.
Genel anlamda bu şekilde kabullenilmiş ve yaygın olarak kullanılmış bir Hace Bektaş-ı Veli sözü bu.
Hacı değil, Hace. Hace bilge insan, öğreten, öğretmen demektir.
Evet... Aslı böyledir ama o'nun söylemlerini ve hayat felsefesini eline, beline, diline sahip ol diyerek basite indirgediğimizden ötürü, hacılıktan, hocalıktan çok daha ciddi ve üstün bir sıfat olan "Hace" sıfatını da "hacı" olarak dönüştürmüş bir toplumuz...
Şüphesiz ki Hace Bektaş-ı Velinin bu sözleri günümüzde kullanıldığı anlama geliyor olsa da aslında başka bir derinlik içeriyor.
Anadolu Türkmenlerine o dönem şartlarını göz önüne aldığımızda bir mesaj veriyordu.
Şöyle ki; Hace Bektaş Velinin dönemi Anadolunun Moğol istilası ile yanıp kavrulduğu, ihanetin, kahpeliklerin kol gezdiği bir dönemdi.
Konyadaki Selçuklu sarayı Moğolların kuklası haline gelmiş, Moğol istilasına direnen, örgütlenen Türkmenler devlet eliyle katledilir olmuştu.
Bunun en bilinen örneği Karamanoğlu Mehmet Beydir. Karamanoğlu Mehmet Bey, Selçuklu sarayının Farsçayı resmi dil yapmasına karşılık; "Bugünden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır fermanı yayınlamış ve yıllarca Moğol istilasına, işgalci Moğolların kuklası olan Selçuklu sarayına ve Selçuklu sarayının kukla olmasında ve de devletin resmi dilinin farsça olmasında büyük rolü olan Mevlana ve çevresine karşı mücadele etmiş ve şehit olmuştur.
Moğol-Selçuklu-Mevlana, üçlüsüne karşı bayrak açan sembol isimlerden biri de Ahi Evrandır. Ahi Evran (evren) da tıpkı Mehmet bey gibi Türk ve Türkmen düşmanı bu şer ittifakıyla mücadele etmiş ve şehit düşmüştür...
İşte, Hace Bektaş Velinin bu sözlerinin altında bir ulusun kavgası, bir milletin mücadelesi yatar.
"eline sahip çık" ifadesindeki "el", "il"dir. Yani yurt, vatandır... İline vatanına sahip çık demiştir Hace...
beline sahip çık" ifadesindeki "bel", "toprak" tır... Toprak Türk milleti için kutsaldır. Toprak bellenirse yani işlenirse ürün verir. İşini, toprağını boş bırakma, uğraşından geri kalma, toprağını işle, toprağına sahip çık demiştir Hace...
"diline sahip çık" ifadesindeki "dil", ağzımızın içindeki organ değil, konuştuğumuz dildir, lisandır.
Lisanına, güzel Türkçemize sahip çıkın ki Farsçanın resmi dil olması karşısında dilimiz, lisanımız kaybolmasın demiştir Hace...
Ne de güzel söylemiş, lakin manasını kavrayan çok az kişi olmuştur. İşte Hace Bektaş Velinin bu sözlerinin anlamını kavrayanlardan biri de; vatanına, toprağına, lisanına sahip çıkmak için 19 mayıs 1919'da Samsuna çıkan ve milli mücadeleyi başlatan ulu önder Atatürktür.
Amasya, Erzurum ve Sivas kongrelerinde vatanın düşman işgalinden kurtarılması için çalışmaları başlatan ve örgütlenmeyi sağlayan ulu önder, işte bu sözün manasını kavradığı için Ankaraya gelişinden önce 22 ve 23 Aralık 1919 tarihlerinde Hacı Bektaşa uğramış, Hace'nin dergâhında 2 gün kalmıştır.
O zaman bize düşen görev;
*Ahi Evran gibi ol, beline sahip çık...
*Karamanoğlu Mehmet gibi ol diline sahip çık...
*Mustafa Kemal gibi ol, eline/iline sahip çık...
* Eline, beline, diline sahip çık, Türk milleti...
Derleme Yazılar