​Komşudaki Obruklar Halkı Tedirgin Ediyor

Ereğli'ye Yakınlığı Ereğlilileri de Korkutuyor


​Komşudaki Obruklar Halkı Tedirgin Ediyor

Ereğliye 20 dakika mesafede bulunan Karapınarda oluşan obruklar, Ereğli-Karapınar arasındaki karayolunu kullananları rahatsız ediyor.
Konyaya gitmek zorunda olan sürücüler, Karapınar sularına girdiğimizde sanki yol çökecek diye korkuyoruz diyorlar...
Konya Havzası'nda sayıları artan obruklar güvenlik riskini artırıyor. Prof. Dr. Arık, daha önce 30 yılda bir oluşan obruk sayısının artık yılda 30'a kadar çıktığını belirterek Bu artık afet sayılmalı, önlem alınmalı dedi.
Konya Havzası'nda obrukların sayısı artıyor. Yeraltında kireçtaşı ve karstik yapıdaki kayaçların eriyip zamanla çökmesi sonucu oluşan yeraltı sularının sondaj yoluyla kontrolsüz kullanımı, iklim değişikliği ve kuraklıkla tetikleniyor.
Türkiye'nin yeraltı sularının üçte birinin bulunduğu Konya Havzası'nda 670 obruk bulunuyor.
Konya Teknik Üniversitesi Obruk Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fettullah Arık, geçmişte 30 yılda bir obruk oluştuğunu ancak günümüzde bir yılda 30 obruk oluştuğuna dikkat çekti.
DURUM GERÇEKTEN KORKUTUCU
Prof. Dr. Arık, durumun ciddiye alınması gerektiğini hatırlatarak şunları söyledi: Konya Havzası'yla beraber Karaman, Aksaray ve Niğde'de yoğun obruk var. Konya Havzası'nda herhangi bir akarsu yok, kapalı bir havza. Obruk oluşumunda su kayaç etkileşimi önemli. Özellikle yeraltı suyunun seviyesinin değişmesi ya da yağışlı ve yağışsız dönemler karşılaşmayı artıran faktörler. İklim değişikliği, kuraklık ve insanların aşırı su talebi nedeniyle yeraltı su seviyesinde düşüş yaşanıyor. Küçük akarsuların önüne de barajlar göletler yaparak havzaya su girişini engellemiş durumdayız. Havzanın tek su kaynağı yağışlar. O da ani, kısa süreli, sel, taşkın oluşturacak şekilde yağıyor. Bölgede DSİ gözetiminde açılmış 40 bine yakın belgeli kuyu olduğunu aktaran Prof. Dr. Arık, bunun 3 katı kaçak kuyu olduğunu da anımsatarak Havzada 130 bin kuyudan bahsediyoruz. Geçen yıl yüzeyde olan su 20 metre derine inmiş. Havzadaki tarımsal modellerden kaynaklı su talebi artıyor dedi. Obrukların deprem, taşkın, heyelan gibi afet olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunan Arık sözlerini şöyle tamamladı: "Mevzuatta obruklar için kesin bir tanım yok. Bir vatandaşın obruktan göreceği zararı telafi edilemiyor. 1950'lerde çıkmış kanunumuz var ama yeniden ele alınmalı."
ÇIKIN DİYOR AMA YENİ YER GÖSTERMİYORLAR
Konya Karapınar Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Tarhan ise bölgelerinde obrukların yaşam alanlarında oluşmasının maddi zarara yol açtığını hatırlattı. Tarhan şunları söyledi: Bu seneye kadar yerleşim yerlerine bu kadar yakın obruk yoktu. Şimdi evlerin çiftliğin dibinde. Evlerde ya da hayvanların bulunduğu çardaklarda oluyor. Riskli yeri boşaltın deniyor ama nereye gidecekler? Karapınar'da tarım ve hayvancılık yapan Fatih Şık, ise çiftliğinde oluşan iki obruktan dolayı kaymakamlığın araziyi boşaltmalarını istediklerini ama barınacakları başka bir alan sağlanmadığını söyledi. Şık, Bana çık diyorlar ama nereye gidebilirim? Obruklardan dolayı hayvanlarımı satmak zorunda kaldım. Seçim zamanı yanımıza gelenler seçim sonrası anladık ki sadece koltuk sevdasındaymış. Yıllarca AKP'ye oy verdik. Ama sahip çıkılmadı, oy verdiğime pişmanım dedi.
***
BESİCİ TEYFİK GÜMÜŞSOY
Kendi çapımda küçük bir çiftlik yaptım. İnanın sermayemi büyükbaş hayvanlara yatırdım. Bir gün bir göçüm olacak diye korkuyorum. Karapınarın altı boşalıyor. Karapınara yatırım yapmak akıl işi değil ama başka da bir seçeneğim yoktu. Doğup büyüme Karapınarlıyım. Yeni yeni binalar yapılıyor, buralardan yatırım amaçlı gelip ev alanlara şaşıyorum dedi.
***
NE YAPMALI?
Prof. Dr. Fettullah Arık obruklara karşı şu önerilerde bulundu:
Yeraltı suları kullanımı planlanmalı.
Obruk tehlike ve risk haritası hazırlanmalı. Özellikle karayollarına yakın olan obruklar dikkate alınmalı.
Riskli bölgeyi terk etmesi istenen çiftçiye yeni yer gösterilmeli.
Hayvancılık ve tarım modelleri güncellenmeli.
Ekilen ürünleri çok su tüketenden yavaş yavaş az su tüketene çevirmek gerekiyor.
Çok su tüketen mısır ve yonca ile beslenen büyükbaş hayvancılık yerine küçükbaş hayvancılığa dönüştürülmesi teşvik edilebilir.