Necmettin Erbakan Üniversitesi gerçekleştirdiği ilklere bir yenisini daha ekledi. Türkiyede ve dünyada benzeri olmayan Türk Müziği ile tedavi yöntemlerinin stüdyo ortamında her yönden araştırılacağı ve güncel müzikle tedavi yöntemlerinin geliştirilebileceği Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Ses Kayıt ve Müzikle Terapi Stüdyosunun açılışı gerçekleştirildi.
Nezahat Keleşoğlu Kongre Merkezi -1inci katta gerçekleştirilen açılışa Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Birekul, Prof. Dr. Bahadır Feyzioğlu ve Prof. Dr. Hidayet Oğuz, Necmettin Erbakan Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Hüseyin Zahit Selvi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Mehmet Gönül, dekanlar ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Bir tohum atılıyor ama büyümesi çok zaman alıyor diyerek konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Cem Zorlu, Necmettin Erbakan Üniversitesi, gerçekleştirdiği ilklerle adını Türkiyeye ve dünyaya yazdıracak kapasiteye sahip bir üniversite. Bu azim ve gayret ile yola çıktık. Samimiyet, ısrar ve sabır, başarıyı beraberinde getiriyor. Benim göreve geldiğim günden bu yana hayallerim var. Hayalleri olmayan insanın hedefi olmaz. İlk önce hayal edeceksiniz. Hedefleriniz olacak. Sonra da başarı beraberinde gelecek. Hayallerimin birisi de şu an açılışını gerçekleştirmekte olduğumuz bu stüdyoydu. Üniversitede biz hayal ettiğimiz birçok şeyi gerçekleştirdik. Necmettin Erbakan Üniversitesi bugün Türkiyede bazı alanlarda marka değerine ulaşmış bir üniversite. Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Ses Kayıt ve Müzikle Terapi Stüdyosu, multidisipliner çalışmayı gerektiriyor. Ortak çalışmayı gerektiren bir iş. Bu çalışmalar kolayca ortaya çıkabilecek çalışmalar değil. 2019 yılında atılan tohumun neticesi bugün ancak alınabildi. Bilimsel anlamdaki sonuçları da yıllar sonra ancak alınabilecek. Uygulanma şekli ve süreçleri ile Türkiyede ve dünyada örnek olacak bir çalışmayı gerçekleştiriyoruz. Batı müziği çerçevesinde çalışmalar var ama Türk müziğinin tarzı farklı. Türk müziği çerçevesinde muhteşem bir iş yapıyoruz. Yankıları çok olacak. Belki de dünyanın dört bir tarafından hastalar gelecek. Projenin memleketimize, hatta dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum ifadelerini kullandı.
NEÜde Bir Hayal ve Bir Hedef Daha
Necmettin Erbakan Üniversitesi için kurduğu farklı bir hayalinden de bahseden Prof. Dr. Cem Zorlu, İbn- Sinanın El-Kanun Fi't-Tıb adında bir kitabı var. Yıllarca batı ülkelerinde tıp fakültelerinde okutulan, bizim medeniyet tarihimize ait tıp açısından temel bir eser. Hayalim, bu kitapta yazan tedavi yöntemlerini güncellemek. Bu çalışma sadece bir doktorun işi değil, Arapçayı, felsefeyi iyi bilen akademisyenlerin de gruba dahil olacağı bir proje. İbn-i Sinanın
tedavilerinde neler yaptığı, hangi aletleri kullandığı ve sonuçlarının ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkarılıp güncellenmesini hayal ediyorum. Şu an tıp alanında uygulanan tüm teknikler batı kökenlidir. Batıda da ilaç lobisi hakimdir. Parayı ve kapitalist sistemi değil, insanı merkeze alan tıp bizim medeniyetimizde gizlidir. Bu da multidisipliner çalışmayı gerektiren bir iş. Artık sağlık sektörünün ilaç kartelinin etkisinden kurtulması gerekmektedir. Verilen ilaçlar bir tarafımızı tedavi ederken başka bir yere zarar veriyor. Bu sefer yeni zarar gören organa başka bir ilaç veriliyor. Necmettin Erbakan Üniversitesi çok ilkler başardı. Azimle, şevkle, sabırla, inatla çalışacağız. Başarı arkasından gelecek şeklinde konuştu.
Üniversite Stüdyoları Arasında İlk 3te
Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Ses Kayıt ve Müzikle Terapi Test Stüdyosunun üniversitelerde bulunan stüdyolar arasında ilk 3te yer aldığını ifade eden Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Mehmet Gönül ise, Rektörümüz Prof. Dr. Cem Zorlunun direktifleri ve açtığı ufuk ile başladığımız bu büyük çalışma sonuç verdi. Hocamızın gösterdiği istikamet üzere Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi ile iş birliği içerisinde Müzikle Terapi çalışmamızı başlattık. Bu süre zarfında literatür taramaları yapıldı. Konservatuvarımız bünyesinde test çalışmalarına başlandı. Kaynaklar oluşturuldu ve stüdyomuzda icra edeceğimiz eserlerin repertuvarları hazırlandı. Bu projenin çok önemli süreçlerinin, uygulama adımlarının ve sonuçlarının olacağına inanıyoruz. Projemizde bu yılın ilk 6 ayı içerisinde Konservatuvar akademisyenlerimizin icralarıyla kayıt altına alacakları eserlerle yapılacak EEG testleri sonucunda hazırlayacağımız çalışmalarımızı, nitelikli akademik dergilerde akademik yayınlarla tescil edip, sonuçları kanıtlanmış makamlar ve eserlerden oluşturacağımız repertuvarlarla ikinci 6 ay içerisinde dünya çapında Konservatuvar icrâ heyeti ve tıp fakültesinden hocalarımızla EEG uygulamalı Müzik Terapi Konserleri icra etmek istiyoruz. İbn-i Sinaya kadar ve sonraki dönemlerde müzikle terapi çalışmaları Türk müziği makamlarının tedavi uygulamalarında önemli literatür oluşturmuş kaynaklarda da yer almıştır. Ancak günümüzde makamların işlenişi ve eserlerin icrası üzerine, zamanımızın teknolojik imkanları kullanılarak somut sonuçlar ortaya konulmuş değildir. Hangi hastalığa hangi makamın, sesin, frekansın iyi geldiği ile ilgili araştırmalara dayalı somut bir sonuç yok. Biz stüdyomuzda bu konuyu sahip olduğumuz donanımlarla inceleme, irdeleme ve sonuçlandırma imkanlarına sahip olarak bilimsel tespitlerde bulunmaya çalışacağız. Dünyada Türk müziği ile Müzikle Terapi üzerine bu şekilde yapılan herhangi bir çalışma yok. Bunu da kanıtlarıyla yapan ilk biz olacağız. Çalışmamızın uluslararası camiada çok büyük ses getireceği inancındayız dedi.
Dünyada Çığır Açacak Bir Yola Giriyoruz
Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Ses Kayıt ve Müzikle Terapi Test Stüdyosu fikrinin doğuş hikayesini ve gelişmeleri anlatan NEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Dursun da, Rektörümüz Prof. Dr. Cem Zorlu göreve geldiği yıl katıldığı 14 Mart Tıp Bayramı Programında, Doç. Dr. Atakan Tekinalp hocamız benim bir nihavent eserimi seslendirdi. Daha sonrasında da kendi eserini seslendirdi. Eserler bittikten sonra Rektör Hocamız kürsüye çıkarak hiç kimsenin beklemediği, herkesi hayretler içerisinde bırakacak şekilde müzikle terapinin neden yapılmadığını sorguladı ve bu çalışmanın fitilini o gün yaktı. Prof. Dr. Mehmet Gönül hocamızın da üniversitemize gelmesiyle birlikte hayal, gerçek olmaya başladı.
Arkasından Prof. Dr. Barkın İlhan ve Doç. Dr. Atakan Tekinalp hocalarımızın da projeye dahil olması ile birlikte projemizi sonuçlandırmamız hız kazandı. Prof. Dr. Barkın İlhan hocamız müzikle terapi konusunda Fransada çalışmış, EEG ölçüm sistemleri üzerine çalışmaları var ve uluslararası bir platformda söz sahibi. Doç. Dr. Atakan Tekinalp hocamız da Konya Musiki Derneğinin şefliğini yapıyor. Stüdyomuzu hayata geçirdiğimiz bu uzun süreçte çok önemli bir adım attık. Burayı sadece bir stüdyo olarak görmeyin. Yapacağımız çalışmalar çığır açıcı. Çünkü müzikle terapi konusunda piyasada bulunan tüm kitaplarda bin yılın öncesinin tevatür bilgileri var. Kullanılan makamlar, ses düzeyleri değişmiş. Biz burada her şeyi sıfırdan alarak, frekanslar ve sesler ile insan üzerindeki beyin dalgalarını, kalp ritmini, hormonlar üzerindeki etkilerini ölçerek çığır açacak bir yola giriyoruz diye konuştu.