Bendeniz 86 yaşındayım. Çocukluğumda büyüklerimizin sohbetlerini dinlerdim. O büyüklerimiz, bazı eşkiyaların yolları keserek silahla yolculardan haraç aldıklarını üzülerek anlatırlardı.
Şimdilerde de aradan çok uzun yıllar geçtikten sonra ne acı bir olaydır ki insanlara psikolojik baskı yaparak, tehdit ederek haraç alındığını işitmek bizleri üzüyor.
Bir süre önce Ereğli'de taşımalı sistemle okullara öğrenci taşıyan yüzden fazla taşıyıcı adına birisi bayan üç kişi gazetemize gelerek kendilerinden zorla haraç alındığını iddia ettiler.
Eski bir alışkanlık olarak başı ağrıyan, dişi ağrıyan gazetemize geliyorlar. Diğer yüzden fazla taşımacı adına gelenlerden üç kişiyi TCK nın 278. ve 279.maddeleri hükmüne uyarak yani dilsiz şeytan olmayarak kendilerini adliyeye götürdüm.
Bunlardan Nurcihan S. adındaki taşımacılık yapan dul bayan, Sayın C.Başsavcımıza ev kirası verdiğini, iki tane çocuk okuttuğunu, araba taksidi ödeyerek evini geçindirmeye çalışırken kendisinden zorla haraç alındığını anlatınca Sayın C. Başsavcımız dilekçelerini de kabul ederek bağış adı altında haraç alanlara derhal soruşturma başlattı.
Bu soruşturmanın sonucu beklenirken geçen gün yine ayni kaynakta bağış adı altında alınan bir haracın belgesi yine gazetemize geldi.
Öğrenci olan çocuğu için 350 TL. veren bu kişi asgari ücrette maaş alıyorsa, ev kirası ödüyorsa, ayda mutfağına yarım kilo et alamıyor. Bu gibi kişilerden bağış adı altında haraç alanlarda en hafif tabirimizle ahlak noksanlığı vardır?
Bağış adı altında psikolojik baskılarla tehditlerle haraç alınması ayıptır, yazıktır, günahtır?
Bu türlü yöntemlerle ayda toplanan 70-80 milyar lira paranın akıbeti İlce Milli Eğitim Müdürü İradet Genç'ten sorulmalıdır?
(Hasan Can)