​UZ. DR. SERDAL KANUNCU KORONAYI ANLATTI

Ereğlide de görev yapan Uz. Dr. Serdal Kanuncunun Corona üzerine bir yazısı


​UZ. DR. SERDAL KANUNCU KORONAYI ANLATTI

Koronavirüs dünya düzenini değiştireceğe benziyor ve bu süreçte insanların adaptasyon sorunu yaşayacağı muhakkak. Hem sağlık bilgisi eksikliği hem de krizin farklı ülkelerde farklı yöntemlerle çözülmeye çalışılıyor olması kafalarda karmaşa yaratıyor. Oysaki korona sadece bir virüs; tıpkı Influenza, HIV, HPV gibi... Ne var ki diğer virüslere göre biraz daha ölümcül seyrediyor olması ve dünyadaki emperyal güçlerin tankla ve tüfekle mücadele yerine, bilgi teknolojileri savaşını tercih ediyor olmaları, bu konuda şu andaki en güçlü silah olarak koronayı önlerine serdi. Liderler, ülke ekonomilerini koronaya göre şekillendirmeye başladılar.
Geçmişte Ebola, SARS, Tifüs, Veba gibi salgınlarla mücadele etmeye çalışan insanlık korona karşısında yine çaresizdi. Çünkü ne bir aşısı vardı ve ne de bir kesin tedavisi; sadece semptomlar tedavi edilebiliyordu; sıtma, lupus ve romatoid artritte kullanılan kininden ve bazı antivirallerden kısmen fayda görülebiliyordu ama insanlar arasında riskli grupta olanlar yine şanssızdı. Yapılabilecek en kıymetli şeyler; maske takmak, sosyal mesafeyi korumak ve kapalı/kalabalık mekanlara girmemeyi tercih etmek olacaktır.
Koruyucu sağlık sisteminin olmazsa olmazlarından olan aşılardır. Koronanın aşısı henüz bulunamadı ama eğer bulunabilirse bu sorunun önüne geçmek ancak bununla mümkün olacaktır. Ne var ki virüslerde (HIV'de olduğu gibi) aşıyı bulabilmek biraz zor olsa da çözümün yolu aşıdan geçecek gibi görünüyor-tabii bulunabilirse-. Kimi ülkeler tam sokağa çıkma yasağı, kimi ülkeler kısmi yasak, kimi ülkeler de toplumsal bağışıklama (sürü bağışıklama) yöntemini seçseler de tüm bu yöntemleri belirleyen şey ülkelerin ekonomik gücü ve sosyal devlet anlayışı oldu. Çünkü sağlık politikalarının belirlenmesinde maliyet alınacak kararı oldukça yüksek bir şekilde etkiliyor.
Komplo teorileri ve sosyal medya kirliliği insanların daha da korkmasına yol açsa da bu virüsten kaynaklanan ölümlerin; kanserden, yoksulluktan ve kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklanan ölümler ile yarışabileceğini sanmıyorum. Bilgi ve kararlılık insanları daha doğruya yönlendirecektir. Yaşam bir yandan devam ederken, koronaya yakalanmamak için alınacak tedbirler rasyonel olmalıdır ve bu konuda emperyal zihniyet tarafından oluşturulmak istenilen korku imparatorluğuna teslim olmamak gereklidir. 1960'larda keşfolunan coronavirüsün mutajen hale gelip solunum yetmezliği ile insanların ölümüne sebep olması; pnömokokların –hatta aşısı olmasına ve ücretsiz uygulanmasına rağmen- özellikle risk gruplarındaki insanları zatüre yapması, ölümüne sebep olması kadar gerçektir. Bu gerçekle mücadele etmek, elbette bir sağlık okur yazarlığını ve nitelikli birinci basamak hizmeti alıyor olmayı gerektirecektir.
...Geçmişte veba, şimdilerde korona ve gelecekte belki de adını bilmediğimiz ama evreni bizlerle paylaşan diğer canlılar yüzünden farklı farklı hastaklara, salgınlara maruz kalabiliriz. Burada izlenecek en önemli yöntem, bağımsız bilimin aydınlatıcı ışığıdır. Her ne kadar diğer canlıları suçlamış gibi yazmış olsam da, tüm canlılara zarar verme potansiyeli en yüksek canlı yine insanın kendisidir. Saygılarımla.


Uzm.Dr. Serdal Kanuncu

Aile Hekimliği Uzmanı
Antakya 01 nolu Aile Sağlığı Merkezi
asfureyn@hotmail.com