Necmettin Erbakan Üniversitesi Tarihi Bilinçlenme Topluluğu, Karatay Belediyesi Gençlik Meclisi ile birlikte Konyada yaşamış olan yakın dönem âlimleri ile ilgili bir program düzenledi.
Alimler: Konyanın Sinesinde Açan Çiçekler teması ile hayata geçirilen programda, âlimlerin gençlere bir rehber niteliğindeki öğrencilik yılları ve yaşam tecrübeleri önemli isimlerle birlikte ele alındı.
Video konferans üzerinden dört oturum şeklinde gerçekleştirilen ve her oturumda farklı bir konukla farklı bir âlimin hayatının işlendiği etkinlikte gençler, güzel ahlakla yoğrulmuş hikayelere tanıklık etti.
Hepsi farklı günlerde gerçekleştirilen oturumların ilkinde Hacıveyiszade Mustafa Kurucunun torunlarından, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı ile Konyanın manevi iklimini şekillendiren alimlerden Hacı Veyis Efendi konuşuldu. Hacı Veyis Efendinin anlatıldığı programda Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı Kuran-ı Kerimin bir iman kitabı olduğunun altını çizerek şunları aktardı: Bizler, Kuranı dinlerken Kuran-ı Kerimin sesinden bile istifade etmeyi bilen bir milletiz. Hacı Veyis Efendinin kendisi, Kuran-ı Kerim ile hemhal olmuş, onunla bütünleşmiş Kuran-ı Kerimin yol göstermesi için Peygamberimiz Hz. Muhammedi hayatımızın merkezine oturtmamız gerektiğini öğrenmiş, bunu da hayatının tamamına tatbik etmiştir. Bu hayat tarzını uygulamaya da tüm çevresinden özellikle de ailesinden başlamıştır. Dolayısıyla Konyanın manevi dünyasının canlı kalması ve onun beslenmesi konusuna kendisini vakfetmiştir. Bu kadar iyilik ve hizmet yapmış birinin duası kabul olmaz mı, kalbinden bir şey söylediği zaman bunun mutlaka bir karşılığı olmaz mı? Hacı Veyis Efendi ve ailesi hem iyi bir âlimdir, hem iyi bir abiddir hem de manevi derinliği olan yani kısacası ilim, irfan ve kültürle ilgili olan her şeyi karşılayan biridir.
Konyanın dini hayatını etkileyen âlim şahsiyetlerden Hacıveyiszade Mustafa Kurucunun konu edildiği ikinci oturum ise torunu, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli dekanlarından Prof. Dr. Mustafa Fayda ile gerçekleştirildi. Fayda Hacıveyiszade Mustafa Kurucunun yaptığı Ali-İmran suresi 31. Ayet tefsirine değinerek: Dedem konuşmasında bu ayetin yorumunu yaparken ne diyor biliyor musunuz? Ama iyi anlayın ne olur. ‘Allahı seven kul olmakla yetinmeyelim, Allahın bizi seveceği kul olmaya gayret edelim. Bakın bu ayeti böyle anlayalım. Gerçekten dedemde böyleydi. Allahın seveceği kul olmak için yaşadı. Allah rahmet eylesin. şeklinde konuştu.
Düzenlenen üçüncü oturumda Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi emekli dekanlarından Prof. Dr. Caner Arabacı ile çok değerli bir ömür, Üstat Ali Ulvi Kurucu örnek yaşantısı ele alındı. Prof. Dr. Caner Arabacı Ali Ulvi Kurucunun Resulullah ve Medine sevgisini şu sözlerle ifade etti: Bağrı yanık bir insandır, peygamber sevdalısı bir insandır. Onu anlama, öğrenme, öğrendiklerini hayatına tatbik etme konusunda gayretli bir insandır ve bu öğrenme ile ilgili gayretini hem Mısırda, hem Medinede göstermiştir.
Gerçekleştirilen son oturumda ise Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin ile Konyanın ümmeti için yetiştirdiği en büyük âlimlerden Sultânül Vaizin Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi konuşuldu. Programda konuşan Bekir Şahin, âlimin tabutu üzerindeki sikke ile ilgili şunları dile getirdi: Kendisinin Nakşi olduğunu herkes bilir. Lakin Hocaefendinin Mevlevi icazeti de vardır. Bu icazetten de çoğu kişi haberdar değildir. Tabuttaki sikkenin anlamı budur Bekir Şahin konuşmasının devamında Tahir hoca hakkında lisansüstü bir çalışmanın olmadığını ama bugün bu konu üzerine çalışmaya başlanacağını öğrendiğini sevinerek dile getirdi ve bu konuda gençlere çalışma yapmalarını tavsiye etti. Program Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim dalı Yüksek Lisans öğrencisi Hasan Avcu'nun Aşır-ı Şerif okumasıyla son buldu.
Gençler tarafından büyük ilgiyle takip edilen programda oturumları tamamlayan katılımcılara e-sertifika verildi.