​Kevser Özince : 15 Temmuz beşinci yıldönümünde.

ÖZİNCE : “15 TEMMUZDAN DERS ALMALI, DEVLETİ ELE GEÇİRME, SIZMA VEYA ELEMAN YERLEŞTİRME GİBİ İHANETLERE İZİN VERİLMEMELİDİR.


​Kevser Özince : 15 Temmuz beşinci yıldönümünde.

Demokrasi ve Millî Birlik Günü ve Devletin içinde çöreklenmiş hain bir grubun gerçekleştirdiği 15 Temmuz 2016 tarihindeki kanlı ve alçakça darbe girişiminin beşinci yıldönümü vesilesiyle bir basın açıklaması yapan Kevser Özince; 15 Temmuz, adı ne olursa olsun, Devleti ele geçirmek, Devlet birimleri içerisine eleman yerleştirmek veya devlete sızmak isteyen ihanet şebekelerinin amaçlarını boşa çıkarmak için tetikte olmak gereğini hatırlatmalıdır, dedi.
BASK Konya il temsilcisi Özince açıklamasında şu hususlara yer verdi:
15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen kanlı, alçakça ve hain darbe girişiminin beşinci yıldönümünde BASK adına aşağıdaki hususları milletimize ve kamuoyuna hatırlatmayı bir demokrasi borcu görüyoruz:
Bağımsızlığı şiar edinmiş, sivil bir demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğu ile 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin yıldönümünde üye sendikalarımızla birlikte; Anayasamızın, devletin, anayasal kurumların ve demokrasinin yanında olduğumuzu ve olacağımızı tekrarlıyoruz.
BASK olarak, paralel devlet yapılanmasının ve yapılanmalarının devleti ele geçirip dumura uğratma stratejisine ilişkin olarak birkaç hususu hatırlatmak görevimiz ve demokrasi borcumuzdur:
15/16 Temmuz 2016 Gecesinde; başta TBMM olmak üzere önemli devlet kurumlarının ve darbeye cansiperane direnen vatandaşlarımızın ve güvenlik güçlerimizin üzerine kurşunlar, bombalar yağdıracak, 251 kişiyi şehit edecek, 2 bin kişiden fazla vatandaşımızı silahlarıyla, zırhlı araçlarla yaralayacak denli alçaklaşanlar, milletimizin dini duygularından, en çok da siyasilerin iyi niyetinden gaflet ve dalaletinden azami ölçüde faydalanmıştı.
Bu ağın devlet aygıtından en küçük zerresine kadar hukuk içinde temizlenmesi, devletin bekası için elzemdir.
Bu çerçevede BASK olarak gözden kaçırılmaya çalışılan bir hususa dikkat çekmek istiyoruz:
Anılan örgüt devletin en stratejik kurumlarına bile rahatlıkla sızabilmiş, bürokrasinin kilit noktalarında yığınak yapabilmiştir. Bürokrasinin her alanına sızabilmiş olmaları, kamu bürokrasisini alenen yönetir konuma gelebilmeleri de ibret ve dehşet vericidir.
15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye uçurumun kenarından dönmüştür.
KAMU İDARESİNDE EHLİYET VE LİYAKAT
Üzerinde derin derin düşünmemiz ve tedbir almamız gereken bir kaç husus vardır:
Birincisi; artık bir evrensel ilke olan ehliyet ve liyakat kuralının kamu yönetiminde hayata geçirilmesidir. Kamu kurumlarına personel alınması, görevin gerektirdiği ehliyet ve liyakat kuralına bağlanmalı, görevde yükselmeler için de bu kriterler geçerli olmalıdır.
Anayasanın 128 inci maddesindeki Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir hükmüne rağmen 39 yıldır anılan kanunun çıkarılmamış olmasının izahı yoktur. Genel müdür ve bağımsız başkanlıkların altındaki tüm kadrolar sınava tabi olmalı, mülakatlar kaldırılmalıdır.
Üst düzey kademe yönetici atamalarının iktidarların keyfi tasarrufuna veya üst düzey yöneticilerinin iki dudağı arasına bırakılmasının FETÖ tarafından fırsat olarak kullanıldığı, üst düzey yöneticilerle paralel devlet yapılanması gerçekleştirildiği, böylece 15 Temmuz hain darbe girişiminin kilit taşlarının döşendiği asla unutulmamalıdır. Hatadan ders alınmalı bu yol kapatılmalıdır.
Bu çerçevede genel müdür ve bağımsız başkanlıkların altındaki tüm kadrolar görevde yükselme sınavına tabi olmalı, böylece şube müdürü olma sınavında bile başarı gösteremeyenlerin daha üst göreve atanmalarının önüne geçilmelidir.
DEVLETE, DEMOKRASİYE VE ANAYASAYA SADAKAT YEMİNİ
İkinci husus; giderek büyüyen ve Türkiyeyi tehdit eden ahlaki zafiyet açığıdır.
Birçok mesleğin kendi etiği ve yasal yükümlülüğünü belirten meslek yemini vardır.
Milletvekillerinden Cumhurbaşkanına, asker ve polisinden her düzeydeki devlet memuruna kadar kamu hizmetinde çalışanların göreve başlarken veya adaylık dönemini tamamlayıp asalet tasdikini müteakip yaptıkları bir Devlete ve Anayasaya sadakat yemini vardır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına sadakatle bağlı kalınacağına ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatle uygulanacağına ilişkin bu sadakat yeminine bağlı kalınmamasını, namus ve şeref üzerine edilen yemine ihanet edilmesini, dahası alçakça gerekçelerle takiyye yapılmasını anlamak mümkün değildir.
Aynı şekilde; yeminine ihanet edenlerin takip edilmemesi ve cezalandırılmaması, bu hususta yaptırımların disiplin hükümleri veya TCKda yer almamış olmasını da kabul edemeyiz.
Devlete sadakatın yerine ideolojik, dini, siyasi vb. gruplara aidiyet ve sadakati öne çıkanlar Devlet kadrolarından behemehal temizlenmelidir.
HAİN DARBE GİRİŞİMİNİN ÖNLENMESİNİ YEMİNİNE BAĞLI KALANLARA VE DİRENENLERE BORÇLUYUZ
Unutulmamalıdır ki; 15 Temmuz darbesinin önlenmesini Devlete ve Anayasaya sadakat yeminine bağlı ve sadık kalanlara ve darbeye direnenlere borçluyuz.
BASK olarak; 15 Temmuzun yıldönümü münasebetiyle; tüm kamu hizmetinde çalışanları ve yemine bağlı görevde olan tüm görevlilerin yeminlerini kendi vicdanlarında tekrara ve yemine ihanetin yaptırıma bağlanması hususunda başta Sayın Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı olmak üzere tüm anayasal kurumlara, siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulunuyoruz.
Üçüncüsü; adı ne olursa olsun Devletin birimleri içerisine elemanlarını yerleştirmeyi amaçlayan her grup veya yapının aynı ihanet şebekesinin farklı versiyonu olduğunun ve olacağının bilinmesi ve tedbir alınması gereğidir.
Demokrasi ve Millî Birlik Gününü tebrik ediyor, bu vesileyle hayatını kaybeden demokrasi şehitlerimize bir kere daha Cenab-ı Haktan rahmet, milletimize baş sağlığı, gazilerimize sağlıklı ve mutlu ömür diliyoruz.
Demokrasimiz daim, adaletle koruduğumuz Cumhuriyetimiz baki olsun.