​COVİD 19 AŞISI PROGRAMLANABİLİR DİJİTAL SIVI MI-

COVİD 19 AŞISI PROGRAMLANABİLİR DİJİTAL SIVI MI-


​COVİD 19 AŞISI PROGRAMLANABİLİR DİJİTAL SIVI MI-

COVİD 19 AŞISI PROGRAMLANABİLİR DİJİTAL SIVI MI?

Merhaba sevgili okuyucularım. Bu yazımda sizlerle son günlerin tartışma konusu olan aşı konusunu anlattğım yazımı paylaşıyorum

Son yıllarda, başında Elon Muskın bulunduğu Tesla isimli şirketin girişimleri ile elektrikli araç geliştirme çabaları son yıllarda hız kazanmış durumda. Elektrikli araç için neredeyse bütün otomobil firmaları geliştirme süreçlerindeler. Bir kısmı da elektrikli araç modellerini çoktan piyasaya sürdü bile. Geliştirilmekte olan ve piyasaya sürülen elektrikli araçların en önemli özelliği ise yarı otonom veya tam otonom olması. Buna da Tesla öncülük etti. Otonom sürüş; aracın donanımında bulanan yapay zekâ ile kendi kendini kullanabilmesi ve karar verebilmesi. Yani bir nevi navigasyon cihazının gelişmiş hali. Hatta Volvo elektrikli araç reklamında şunu kullanıyor aracı için. Tıpkı akıllı telefonunuz gibi ama biraz daha büyük. İlginç değil mi?

Şimdi gelelim işin özüne. Elon Musk her ne kadar yüzyılın dahi çocuğu gibi tanıtılsa da arkasında Yuvarlak Masa Ekibinin olduğunu hatırlatalım. Ayrıca Elon Musk ‘ın şeceresi dikkatli incelenirse tıpkı Jeff Bezos(Amazonun sahibi) ve Bill Gates de olduğu gibi merkezi Londrada olan Yuvarlak Masa ekibinin beyin takımı olan Constantin tarikatına dayandığı görülür.

Musk, 2016 yılında,insanbeyniniyapay zekâ ile bütünleşmiş etmek için birnöroteknolojişirketi olan Neuralink'i kurdu. Şirket, insanların yazılımla birleşmesine ve yapay zekâ alanındaki gelişmelere ayak uydurmasına yardımcı olmak amacıyla insan beynine yerleştirilebilecek cihazlar yaratmaya odaklanmıştır. Bu geliştirmeler belleği geliştirebilir veya bilgi işlem cihazlarıyla daha doğrudanarayüzoluşturmaya izin verebilir. İnsanda arayüz oluşturmak eşittir insanın yeniden programlanması.

Elektrikli araç ve neuralink teknolojisi ile birlikte starlink uydularını da işin içine kattığımızda aslında bu üçgenin hedefinin insanların hacklenmesi olduğunu görüyoruz. Hacklenme yani insanın doğasını bozarak kendilerine göre her anlamda yeniden programlamadır.

Peki, nasıl olacak? Aslında çokta zor değil. Tüm bu teknolojilerin birleşimi insanın elektriksel dengesini ve bilinç düzeyini bozmaya yeterde artar bile.

Otonom elektrikli araçlar içindeki insan için manyetik bir alan oluşturacak. Araç zaten elektrikli olduğu için ve yüksek bir gerilim sahibi olduğundan bu yüksek manyetik alanı oluşturmak hiçte zor değil.

Uydular ile iletişime geçen araç bu manyetik alan içerisinde insanın sahip olduğu pozitif elektrik dengesini bozarak negatife çevirecek ve bilinç dalgalanması yaşamasına vesile olacak. Ki bunu şu anda akıllı telefonlarla bir nebze gerçekleştiriyorlar.

Daha sonra ise ilerleyen dönemde bu nöroteknoloji diye tanıtılan sistemle insan bilinci yeniden yapılandırılacak. Şunu diyebilirsiniz; nöroteknoloji şu an yok ki nasıl olacak. Onu da hemen açıklayalım.

Bildiğiniz gibi pandemi sürecinde aşı mevzusu ortaya çıktı ve ısrarla herkesin aşı olması isteniyor. Oysa ki koruyuculuğunun hiçbir garantisi yok. Peki, niye ısrar ediliyor. İşte püf noktası burası. Aslında aşının içeriğinde Sıvı Dijital Parçacıklar var. Şimdilik nöroteknoloji işini onlar görecek. Belli bir süre sonra negatif manyetik alanlar ile bu sıvı dijital parçacıklar aktif hale gelecek. Yukarıda bahsettiğim durumlar ortaya çıkacak. İnsan vücudunda enerji noktaları olan çakralar vardır. Yedi tane ana çakra vardır. İnsanların duygu ve düşüncelerinin ana kaynağı bu çakralardır. Bu çakralar; kök, sakral, karın, kalp, boğaz, alın(üçüncü göz) ve taç çakralardır. İnsanda sevgi, merhamet ve vicdan duygularının enerji noktası olan özellikle kalp, alın(üçüncü göz) ve tepe çakrayı bloke edecek enerjileri vücutta ortaya çıkaracaklar. Ve bunları pozitif yönlü değil de negatif yönlü tekrar programlayacaklar. Sevgi, merhamet ve vicdan duyguları yerine nefret, zalimlik ve bencillik duyguları olacak. Ayrıca uydular vasıtası ile yine dünyanın manyetik kuşağına da etki edip insanlarda algı dalgalanmalarına yol açacaklar. Hatta rüya kontrolü projesine kadar gidiyor bu.

Görüldüğü üzere hiçbir şey öyle kendiliğinden ortaya çıkmıyor. Yuvarlak masa ekibinin amacı dünya nüfusunu azaltmak ve kalan nüfusu da emri altına tamamıyla almak. Ve bunun için de her türlü yolu yöntemi ve teknolojiyi de kullanarak uyguluyorlar.

Bizim bu konuda uyanık olmamız lazım. Bununla ilgili anti teknolojiler ve panzehirler geliştirerek mücadelemizi bu şeytanilere karşı sürdürmemiz gerekir. İnsan, Allahın yarattığı şerefli bir varlıktır. Ve sadece Allaha kul olur. Bunların amacı ise kendi ilahlıklarını ilan edip insanları kendilerine kul yapmak.

Allah buna müsaade etmeyecektir İnşaAllah. Galip gelecek olan Allahtan yana olanlardır.

Asel UÇAK

Araştırmacı-Yazar