Polislerimiz görevlerini üstün cesaretle, öz güvenle, hayatlarını düşünmeden toplumun güvenli yaşaması adına yapıyorlar. Ereğli’de yaşanan hızlı kentleşme, artan nüfus, gelişen ve çeşitlenen teknoloji, suç sayılan eylem ve davranışları çoğaltmakta, hayatı daha karmaşık hale getirmektedir. Ereğli’nin geçirdiği bu toplumsal değişime ek olarak ekonomik krizler, kamu güvenliğimize yönelik tehditler giderek artmaktadır. Bu tehditlere karşı en önemli güvencemizin Türk polisleri olduğunu bilmeliyiz. Gittikçe kalabalıklaşan Ereğli’de yaşamanın en önemlisi güvenli yaşayabilmektir. Sokak korkusu olmadan aileler eşleriyle, çocuklarıyla, arkadaş ve dostlarıyla gezebilmeli, komşularına gidip-gelebilmeli. Bu güvenli yaşamın polis teşkilatımıza bağlı olduğunu unutmayalım. Toplumda polisimizin yeri; Polislerimizi toplumun dışında görmek, farklı yorumlamak çok yanlış olur. Onlarda baba, anne, aile hayatı yaşayan bizden biridirler. Polislerimizle arkadaşlıklar, dostluklar kurmalı, ailece görüşmeler yapmalıyız. Acılarını paylaşmalı, sevinçlerine ortak olmalıyız. Görevlerinde polislerimize yardımcı olmalı, görev dışında da sosyal, kültürel yaşamın içinde birlikte yaşamalıyız. Polis korkusunu içimizden atmalıyız. Çocuklarımıza da polis amca, polis komşu, polis ağabey, polis abla gibi yaklaşımlar içinde olmalıyız. Korkuyla değil sevgi ile polislerimize yaklaşmalıyız. Bir sıkıntımız olduğunda veya başımız derde girdiğinde polis dostumuza, arkadaşımıza gitmeliyiz. Onların bizi güler yüzle karşılayacağına ve yardımcı olacağına eminim. Polislerimiz aynı zamanda eğitimcilerdir. Nasıl ki öğretmenler bu vatana kaliteli insan yetiştirmek için çalışırlarsa, Polislerde toplum içinde ki suçluları yakalamak, adalete teslim etmek, gerekirse eğitmek, yönlendirmek, yetiştirmek, onları topluma kazandırmak için görev yaparlar. Ayrıca çocuklara sahip çıkma, kötü arkadaş ve çevreden uzak tutmak, onları eğitmek, iyi yetişmelerini takip etmek görevini de üslenmişlerdir. Polislerimiz kendilerini yetiştirmiş, insan psikolojisini çok iyi bilen, kültürlü, bilgili aynı zamanda da sevecen, şefkatli ,babacandırlar. İşimiz düştüğü zaman değil, zaman zaman rahatsız etmeden polislerimizin ziyaretlerine gitmeliyiz. Artık kadınlarımızdan askerlerimiz, polislerimiz olduğunu görmek gelişmiş çağdaş Türkiye için onur vericidir. Analarımızın, bacılarımızın görev aldığı kurumlarda medeniyet vardır, sevgi vardır, saygı vardır. Orası baba evi gibi, ana kucağı gibi, aile ocağı gibi, sıcacık bir yuvadır. Bu düşünce içinde polislerimize sahip çıkmalı, onlarında bizden biri olduğunu asla unutmamalıyız. Onlar değil mi malımızı, canımızı, namusumuzu, vatanımızı, bayrağımızı, ezanımızı koruyan. Yeri geldiğinde gözünü kırpmadan şehit olan? Sözlerimi Mustafa Kemal Atatürk’ün Polis teşkilatı için söylemiş olduğu sözü ile bitiriyorum. “Herkes iyi biliyor ki ve bilmelidir ki; Polis, jandarma kuvvetleri vatandaşlara huzur ve sükun temin eden, Cumhuriyetin kanunlarına ve medeniyet düşmanlarına karşı kullandığı bir kalkandır. Binaenaleyh, Cumhuriyet kanunlarına, memleketin huzur ve asayişine karşı gelebilecek ve vatandaşların hürriyetlerine tecavüz edecek her şerrin kafası behemehal bu kalkana çarpmalı ve parçalanmalıdır.” Bu kalkan Emniyet teşkilatımızdır.
Polis Teşkilatımızn 169. Yılını Kutluyorum
Onlar, biz rahat uyuyalım diye 169 yıldır varlar.