Mevlana'nın sözü ile çıktığımız yolda sırtı yüklü bir dolu heyecan. Herkes taşıyor. Herkes yaşıyor ama herkes paylaşmıyor, en doğruyu öğretenlerin de izlerini görmemek mümkün mü şimdi? Hayır. Bir dilim ekmekten öte paylaşım mı dediniz! Ne kadar da şaşırtıcı! İnanması en güç bölüm. Hiçbir gülümseyiş yeterince karşılıksız değildir. Bir nevi nisan neşesi benimkisi. Gün anlamlı ve dayanılmaz ağırlığı ile yine bir Pazar kahvaltısı, evimde, en eşsizi, doğalından..maydanozu, nanesi gerisi bahanesinden. Geçenlerde Polanya'dan gelen arkadaşım;'Polanya'ca biliyor musun?' diye sordu. '–Hayır' cevabını verdim. Üstüne kayda değer sohbetimiz ve devamında aldığım teklife hiç şaşırmadım. Bakış açısı dedim, geçtim. ‘Kendinizi geliştirin' diye kulaklarınızda çınlayan öğretilerin içsel bir gülümseyişi ile. Siz, modern yaşamı hayatınıza kattığınızda nelerle çoğaldınız, yoruldunuz..Ya da uydurma mutluluğunuz ısrarcı bir ‘deyim'e dönüşüp bu konuda rolünüzü ne şekilde kullandınız? ‘Uysal olun, uysallaşın' bence, buna değer. İyi, kalıcı sonuçlar verir. Sonuç ne olursa olsun gününüz şiir gibi olsun ‘Anlat Onlara' Bir saklı sır gibi orda duruyorsun.. Kimse söylemiyor, sen de susuyorsun.. Yorulmuş ellerin, artık açılmıyor.. Uzun hikâyeler, kimse inanmıyor.. Anlat onları..Neyi bekliyorsun.. Sen hangi oyunu, kader sanıp oynuyorsun, Söyle onlara..Neden korkuyorsun! Sen hangi yalanı, masal sanıp büyüyorsun. Anlat onlara..Neden susuyorsun! Sen hangi rüyayı, gerçek sanıp görüyorsun. Söyle onlara, nereden düşüyorsun. Sen hangi yalanı, hayat sanıp ölüyorsun.
Şiir gibi yaşayın