MUTLULUK MU HUZUR MU

Kimi zaman insanlar mutluluğun ve huzurun aynı şey olduğunu düşünüyorlar. Mutluysam huzurluyum. Ama öyle değil tabi ki. Her huzurlu insan mutludur ama her mutlu insan huzurlu olmayabilir. Mutluluk dediğimiz kavram gelip geçici iyi olma halini de yansıtır. Sizi mutlu edecek bir şey yaşarsınız ama o bitince ya da etkisi geçince mutluluktan bir eser kalmaz. Hatta bazen mutluluk psikotik (Normal yaşantıyı bozan ruhsal rahatsızlık) bir duruma dahi gelebilmekte ve bazı psikotik rahatsızlıklarda belirti olarak ortaya çıkabilmektedir. Özellikle günümüz dünyasında mutluluğu maddi etkenlere bağlayan insanlarda suni mutluluklar olmakta ama daha sonra bir çöküntü meydana gelmektedir. Mutluluk diye adlandırılan durum bazen çok uç noktalarda taşkınlık hali olabiliyor. Bu da insanı sonrası için endişeli bir hale getirebiliyor. Bu nedenle mutluluk kavramı değişkenlik arz edebiliyor. Değişkenlik gösteren bir durumunda herkeste aynı etkiyi oluşturması ve sabit bir formülünün olması beklenemez.

Huzur kavramı ise değişkenlik arz etmez. Yukarıda belirttiğimiz gibi huzurlu her insan mutludur. Çünkü huzur kavramı dengeyi ve dingiliği ifade eder. Huzur kelimesi içerik olarak şöyle tanımlanabilir; insanın zihinsel, bedensel ve ruhsal olarak dinginleşmesi ve dengelenmesidir. İşte bu denge ve dinginlik hali mutluluğa kapı açar. İnsanın amacı huzurlu olmak olmalıdır. Aynı zamanda kendindeki bu denge ve dinginlik halini tüm insanların yaşaması için çaba göstermektir. Mesela mevsimlerden en çok hangisini seversiniz diye bir soru sorulsa çoğunluk ilkbaharı tercih eder. Çünkü bu mevsimde bir denge ve dinginlik vardır. Hem kıştan hem de yazdan özellikler vardır. İşte bu özellikler de insan ruhunu bir huzura yönlendirir. Ruhun istediği denge ve dinginlik buradadır. Hatta Cennette mevsimin hep ilkbahar olacağı yönünde rivayetler vardır. Mesela yine bu konuda şu ayette örnek gösterilebilir: Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne yakıcı bir güneş ve ne dondurucu bir soğuk görürler. (İnsan Suresi 13)

Görüldüğü üzere yakıcı sıcak ve dondurucu soğuk olmaması ikisi arasında bir mevsime yani ilkbahara işaret ediyor sanki. Çünkü insan ruhu bu dengeye sahip olmak istiyor.

Yine Kuranda bir ayette Allah kalplerin Allahın zikriyle tatmin olacağını belirtir.

Kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.(Rad suresi 28)

Buradaki tatmin kelimesi huzuru ifade eder. Peki, kalbin huzur bulması ya da dengeli ve dingin hale gelmesi neyi ifade eder? Bu ayet bir yönüyle şuna atıf yapmaktadır: Burada Allahın zikri Kurandır. İnsan Kuranı kendi dilinde okuyup anlayıp hayatına uygularsa yani hayat tarzı Kuran ahlakı çerçevesinde olursa hem bedeni, hem zihni hem de kalbi huzuru bulur. İnsan tamamıyla dengeli ve dingin bir hale gelir. Yine başka bir ayette Allah mutmain olmuş nefisten bahseder. Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis,(Fecr Suresi 27)

Bu da huzura ermiş nefis anlamına gelir. Nefsi dediğimiz şey insanın temel ihtiyaçları üzerine kurulu duygu ve dürtüleridir. Yemek, içmek vb. İşte dinginleşen ve dengelenen bir nefis hiçbir zaman bu ihtiyaçları karşılamada aşırıya gitmeyecektir. İhtiyacı olanı Kuran ahlakı çerçevesinde karşılayacak ve harama yaklaşmayacaktır.

Huzurda anahtar kavramlar sevgi ve saygıdır. Allaha karşı sevgi ve saygı, Allahın yarattıklarına karşı sevgi ve saygı. İşte o zaman insan huzurlu olur. Ve diğer herkesin ve her şeyin huzurlu olması için çaba gösterir.

Huzur dinginliği ve dengeyi ifade eder. Allah da Kuran da bunun nasıl olacağını tarif etmiştir. Bunun dışında huzur ve mutluluk aramak boşadır.

Asel UÇAK Araştırmacı-Yazar