İSTİFA ETMEK Mİ, O NE Kİ?

Köylerde sabah erken olur. Sabah 5 gibi kalkılacak, inekler sağılıp sürülecek. Tarlaya çalışmaya gidilecekse kahvaltı ve azık hazırlanılacak. Şehrin pazarı kurulacaksa dolmuşta erkenden yer kapılacak. Sepetler dolmuşun üstünde bulunan bagaja bağlanacak. Sabah bir telaşla başlar.

Bir kışı günü kar yok ama hava soğuk. Hafif esen rüzgarın soğuğu insanın yüzünü kesiyor. Nazif emmi dolmuşu çalıştırdı ısınmasını bekliyor. Yavaş yavaş köyü dolaşıp hareket edecek. Bir perşembe sabahı erkenden şehre gidecekler. Hüsamettin ağa, Göde Isgan, Halil emmi, Aladdin Emmi, Eremenekli Durmuş, Gökmen Emmi, Garazın Isgan, Edibe Yinge, Cazibe Yinge, Cedi Fadime, Çelebinin Hürü yinge, Zeynep yinge yazmasıyla ağzılarını borunlarını sarmışlar geldiler. Dolmuşa binip hareket etiler. Dolmuş 100 metre kadar gittikten sonra, bir ıslık sesi geldi. Nafiz emmi durdu bekliyor. Aradan koşturarak gelen Haceli Emmi koşarak geliyor. Göbeği olunca koşması bir hayli zor. Koştukça göbek hoplayıp duruyor. Soluk soluğa dolmuşa bindi.

"Selamün aleyküm gusura bakmayın. Saman döküyordum guzulara geç kaldım"

Dolmuştan "aleyküm selam" diye karşılık verdiler.

Nafiz emmi teyibe İzzet Altınmeşe'nin kasetini koymuş

Ayağında kundura

Yar gelir dura, dura

Yar gelir dura, dura

Ölürem ben, ölürem vay

tüküsü çalıyor. Sohbet koyulaşıyor. Taşlı yoldan dolmuş titreyerek gidiyor. Hüsamettin Emmi "Haceli sizde istifa etmek diye bir şey yok mu?"

Haceli emmi "biz niye istifa edelim? Bizi halk seçiyor. Halk bize git dimedi ki gidelim."

Hüsamettin Ağa "Haceli emmi hızlı tren diye gara treni hızlandırdınız. Tren istasyonlarına karikatür afişi astınız öküzler tren bakıyordu. 38 insanımız canından oldu hiç suçunuz yok mu?"

"Bizim ne suçumuz var? Makinist ıccık hızlı gitmiş. Bizimle ne alaka. Bunun için istifa edilir mi?"

Hüsamettin Ağa "İmar affı yaptınız depremde binlerce insanımız hayatından oldu. Bundan dolayı istifa etmeniz gerekmiyor mu? Avrupa da olsa bir saatte istifa ederlerdi. Siz neden etmiyorsunuz?"

Haceli Emmi "evleri biz mi yaptıkta istifa edelim. Mütahit yapmış vatandaşta almış bize ne garışır arkadaş biz niye istifa ideciyik?"

"Bakanlarınız İranlı çocuğun rüşvet çarkında oyuncak olmuş niye istifa itmediniz? Vakıflarda çocuklara tecavüz edildi bir kereden bir şey olmaz didininiz neden istifa etmediniz?

Haceli Emmi "bizi halk seçti. Biz istifa idemeyik. İstifa bizde olmaz."

Hüsamettin emmi "4 liralık doları 18 lira yaptınız bir haftada enflasyonu patlattınız, faizi zıplattınız sorumlusu sizsiniz neden istifa etmediniz?"

Genç ömrümü çürüttüm

Göğsüme vura, vura

Sineme vura, vura

Ölürem ben, ölürem vay.

Konuşurlarken bir yandan İzzet Altınmeşe'nin sesi dolmuşun içinde yankılanıyordu.

"Biz iderdikte halkımız 28 olsada 38 olsada 48 olsada siz orada oturun. Biz guru soğan ekmek yirik sizi yidirmeyik diyo biz nasıl istifa edelim."

Hüsamettim Ağa "ormanlar yandı günlerce yanan yerleri imara açtınız hiç vicdanınız sızlamadı mı?"

Haceli Emmi "Halkımız denizde yüzsün diye yaptık. Yoksa biz bilmiyok mu ağaç dikmesini."

Hüsamettin Ağa "emekli mi gidecek o otellere, asgari ücretli mi gidecek, memur maaşıylamı gidecek o otellere Haceli"

"Valla ben bilmem onlar oy virmese biz onay virirmiyik o yanan ormanları imara açar mıyık?"

Ölürem ben ölürem

Nere gitse gelirem

Ben bir fakir cocuğam

Arar seni buram vay.

Hüsamettim Ağa "Hepsini geçtikte yutlarda yanarak hayatını kaybeden çocuklar için, otelde yanarak hayatını kaybeden insanlar için istifayı bırakıp özür dileyip gitmeniz gerekirdi.

Haceli Emmi "yav arkadaş bizim suçumuz var mı? Sende her şeyde bizi suçluyon. Bizim suçumuz yok. Halk suçumuz olsa bizi seçmez. Bizim demokrasi anlayışımızda istifa etmek yoktur. İstifa nedir bilmeyik. Bizde olsa olsa affımızı dileriz. At izi it izine garışınca giderik eniştemiz gibi"

Hüsamettin Emmi "Sende haklısın Haceli Emmi, sütten çıkmış ak gaşşık gibi tertemizsiniz. Suçunuz olsa bu millet sizi seçmezdi. Bir parti genel başkanı bile tutuklandı. Bu ülkede millet size dünyada verilemeyecek kadar kredi verdi. O krediler nasıl ödenecek ben biliyorum da onlar öderken öğrenecek.

Ölürem ben ölürem

Nere gitse gelirem

Ben bir attar cocuğam

Arar seni buluram vay

diye nağmeler dökülürken Hüsamettin Ağa bizi de öldürecekler de nasıl bilemem diye seslendiğinde şehre gelmişlerdi.