Tak onu, tak onu! diye endişe ile seslenen iki yaşında bir çocuk. Tekrar tekrar aynı ifade: Tak onu! Çok manidar bir yakarıştı bu.
Kuvvetli esen rüzgarlar, dolu ve yağmurun etkisiyle iğde ağacının kalın bir dalı kırılmıştı. Bahçeyi çevreleyen tel çift ona dayanak olmuş, dal da gövdeden tam kopmadığı için yeşil kalmıştı. Dedesi hem ağacın gücünü almasın diye hem de tel içindeki sebzenin daha iyi güneş alması için o dalı kesmeye karar vermişti. Dalın üzerinde meyve de yoktu üstelik. Fakat torun Güneş, bu olayı görünce ağacın soyulduğunu söyleyerek dalı yerine geri koymasını istemişti. Müthiş doğal ve bir o kadar güzel, masumca bir tepkiyle kesilen dalı yerine takmasını istemişti.
Baş kes, yaş (ağaç) kesme demiş atalar. Bir ağacın ne çok yararı var. Ağacın işe yaramayan hiç bir uzvu yoktur. Kökü, gövdesi, dalı, yaprağı, meyvesi ile bütünüyle işe yarar. Ağaçların faydalarından pek çoğunu bir çırpıda söyleyiverir kime sorsanız.
Ağaç da bir canlıdır ve ağaç oluncaya kadar ne çok zorlu sınavları aşmıştır. Ağaçlar ordusudur orman da. Ne kadar çok ağaç o kadar güçlü ordu. Güçlü ordu, güçlü vatan. Güçlü vatan, mutlu insanlar.
Atatürk diyor ki, Ağaç, çiçek ve yeşillik uygarlık demektir. Uygarlık, canlıların birlikte yaşamayı öğrenmesi ile mümkündür. Yaşama saygı; yaşatma, koruma, üretme ile mümkündür. Uygarlık tüm canlıları okuyabilmektir, duyabilmektir.
Sürekli gördüğünüz bir ağaç konuşabilseydi eğer sizin için neler söylerdi?
Ağaç dallarını ağaçtan ayırmayan bir çocuk. Bu çocuklar bize çok şey öğretmeye devam edecek.
Ağaç kesen
Doğal dengesini bozar.
Ücret alamayan işçi misali
Yoksulluğa, sıkıntıya düşer
O ağaçtan yararlanan
Kurtlar, kuşlar, canlılar.
Ağaç tükenmez çeşme
Ne çok çeşit lezzet sunar...
Can Fadimana
Bu Haber Hakkında Ne Söylemek İstersiniz?
UYARI: T.C. kanunlarına uymayan, konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren, inançlara saldıran, şiddete teşvik eden ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.