Okullar kapandı, karneler alındı. Sıra geldi karne hediyelerine. Acaba ne alsak? ‘Benim oğlum son çıkan bilgisayar oyununu istedi, onu alacağım.’ ‘Benim kız da son moda olan kıyafetten istedi. Mecbur alacağız artık.’ Çocuklarınızın hayali bu kadar dar olmamalı. İzin vermeyin buna. Genişletin hayallerini. Dünyaları bilgisayar oyunlarından, renkli kıyafetlerden, fas-foodtan ibaret olmasın. Yanlış kararlar veriyorlarsa, doğru kararları vermelerine yardımcı olun. Saksı içinde bir çiçek alın mesela… Bu onun karne hediyesi olsun. Tüm sorumluluğu da ona yükleyin. Bu artık senin, onu büyütmek de kurutmak da senin elinde deyin. Bakın çiçeği açtığındaki sevincine… Ondan mutlusu olmayacaktır. Sabretmeyi öğrensin böylelikle. Ya da bir sokak kedisi-köpeği armağan edin ona. Büyüsün bahçenizde, bir kap yemek de ona verin. Vicdanlı olmayı öğrensin çocuk. ‘Ben yemeğimi yedim, karnım doydu. Peki ya aç kalan hayvanım bahçede ne yapsın? Ona da yemek götürmeliyim!’ desin. Kimsenin aç kalmaması gerektiği düşüncesi oluşsun o taze beyinlerde… Veya tutun elinden çocuğunuzun, kimsesizler yurduna götürün. Aslında hayatında ki en değerli verilebilecek en güzel hediyenin ailesi olduğunu anlatın. Unutmayın!... Bu farkındalıkları yaratmak ebeveynler olarak sizin elinizde. Sihirli bir değneğe ihtiyacınız yok… Güler Bayrakcı
Bu Haber Hakkında Ne Söylemek İstersiniz?
UYARI: T.C. kanunlarına uymayan, konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren, inançlara saldıran, şiddete teşvik eden ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.