YUSUF KILINÇ: OKULLAR AÇILIYOR

Eğitim bir canlının davranışlarında istenilen değişikliği oluşturma sürecidir. İnsan eğitimi, hayvan terbiyesi, bitki beslemesi farklı süreçlerde olumlu ya da olumsuz sonuçlarla karşımıza çıkar.

Eğitimdir ki bir ulusu özgür, bağımsız yaşatır. Keza eğitimdir ki bir ulusu köleleştirir.

Burada asıl olan hangi metotlarla neler yapacak olmanız, beklediğiniz ürünün sizi memnun edip etmiyeceğidir.

Merkezi eğitim sistemlerinde yönetim erkleri hükümetler, onların eğitim politikaları ve eğitimin diğer paydaşları öğretmenler, öğrenciler birlikte hareket ederler... Bağımlılık esastır.. Kanunlara, yönergelere, talimatlara uyularak eğitim süreci tamamlanır...

Öğretmenlerimiz, meslektaşlarım, arkadaşlarım eğitimin Mihenk taşlarıdır... Öğretmensiz eğitim olmaz olamaz.. Uzaktan eğitim, sanal eğitim, online eğitim Öğretmen ile yapılan yüz yüze eğitimin yerini tutmaz. Nihayet tutmadığını gördük.

Öyleyse öğretmen kimdir, nedir, nasıl olmalıdır, eğitimin neresinde olmalıdır.

Öğretmen öncelikle bir insan, biyolojik varlıktır. Ettir, kemiktir bedendir. Öğretmen ruhtur, candır, histir, manevidir.

Öğretmen ete kemiğe bürünmüş melektir.

Öğretmen fiziken güzel olmalı, güzel gözükmeli, güzel davranmalı, örnek yaşamalıdır. Öğretmen genç nesil için rol model olmalıdır.

İçinde volkanlar patlasa da, sınıfta öğretici, eğitmen, anne baba ata gibi olmalıdır. Güler yüzlü ali cenap olmalı, gözleri gülmeli umut aşılamalı.

Esas mesleği öğretmen olanların, bütün meslekleride öğretmenlik olmalıdır. Kafası ekonomik sıkıntılarla meşgül olmamalı, maddi yetersizlikleri için başka uğraşlar içine girmemelidir.

Öğretmen güzel giyinmeyi sevmeli, kendisine tanınan kılık kıyafet serbestliğini peşmürdeliğe dönüştürmemeli. Her sabahın aydınlığında temiz sakal traşlı, takım elbiseli bir öğretmen bilgi dağarcığındakileri kendisini dinleyen evlatlarına içtenlikle sunabilmelidir.

Dilerim yanlış anlaşılmadı, kıyafet resmiyeti sevmeyenler, şık spor giyim içerisinde, boyalı ayakkabılar üzerinde duran şık pantolanlarla ne güzel bütünleşmiş olur.

Öğretmenlerimiz uzun bir zaman diliminde okuldan, derslerden, proğramlı canlı dersler yapmaktan uzak kaldılar. Tabiki üzüldüler.

Şimdi tam zamanı İstiklal Marşımızı gür sesle hep birlikte söylemek, ardından Andımızı çoşkuyla okumak, taze bir güne dipdiri başlamak ne hoş olur.Diyeceksiniz ki andımız okutulmuyor, geri gelmeli... Sıkıntısı ne...

Okul zilleri heyecan vermeli, derse davet etmeli.

Yapılabilir neden olmasın tüm okul öğrenci, öğretmen ve idareciler birlikte ritmik hareketleri müzik eşliğinde yaparak, koşarak sınıflara girmeli.

Öğretmen siyaset gibi ayrıştırıcı, soğuk, bölücü dilleri genç beyinlere hiç hissettirmemeli. Elbette nötr değildir öğretmen. Aydındır, bilgilidir, memleket sorunlarına kayıtsız değildir, olmamalıda. Ama Okula, Camiye, Kışlaya sokulan Siyasetin başımıza neler açtığınıda bilmeli.

Öğretmen liyakatlı, yeterli, donanımlı olmalı. Her daim kendini yenilemelidir.

Ekonomik yeterlilikle donatılmalı, borçlu yaşatılmamalı.

Öğretmen sendikalarının kazandırdıkları nedir, bilemen. Ama elinde güç olan yönetim erkini kendi üyeleri lehine kullanmaya çalışmamalı.

Hak eden hak ettiği yere mutlaka gelmeli.

Öğretmen milletine, devletine, halkına dargın, öğrencisine kırgın, meskekdaşlarına küs olmamalıdır.

Varsa böyle olumsuzluklar bunları yansıtmamalıdır.

Genç öğretmenim, tecrübeyi küçümseme. Beş yıl, on yıl, on beş yıl derken geride kalan yıllardan faydalan.

EMEĞİN HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜSTÜNDE, SAYGINLIĞIN GÖKLERDE OLMALI ÖĞRETMENİM.

Pazarcı esnafının mal satabilmek için herkese hoca, hocam dediği sıradanlıktan kurtulmalısın, sen MUALLİM BEY, MUALLİME HANIM diye görülmeli, Ali bey öğretmenim, Fatma hanım öğretmenim diye hitab edilmelisin.

Konuşman başka, ufkun başka, yürüyüşün başka olmalı.

YENİ NESİL BİZİM ESERİMİZ İSE üzgünüm böyle olmamalı idi.

TEPEDEKİ SİYASETİN bizim eserimizde elbette tesiri çok büyük. Ama sınıf bizim, öğrenci bizim, güç bizde.

Hiç bir olumsuzlluk bahane olmamalı...

Yukarıda sıralaya geldiğim her noksanlıktan sizleri tenzih ederim. Mükemmellikler yakışır sizlere. Umut ederim ki aksayanlar, topallayanlar, dökülen bütün sorunlar geride kalır...

Canımız sıkılıyor, bu mesleği yapmak istemiyorsak, kızgın, öfkeli, yorgunsak yerimizi SIRADA BEKLEYEN GENÇ MESLEKDAŞLARIMIZA bırakmakta bir ERDEMLİLİKTİR...

Hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sürcü lisan etmiş isek af ola. Gönül istiyor böyle olunmalı. Herhalde fabrikadan çıkmış aynı ölçüde numunelerde olmaya zorlanmamalı meslekdaşlarımız.

İnsan kısım kısım, yer damar damar, hepinize baki selamlar.

YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILINIZ KUTLU OLSUN.